18.12.05

Yaşamda Kalite

Ne haftaydı ama... Bir yandan maaş zamlarını belirlemek için yapılacak performans görüşmeleri, öte yandan noelden önce yüklenmesi gereken mallarla ilgili yazışmalar, diğer yandan şirketin yabancı ortağından gelen ziyaretçilerle yapılan tam günlük toplantılar, iş yemekleri... Canım çıktı desem yeridir. Akşam eve geldiğimde ancak bloglarımı okuyacak zaman bulabildim; bir şeyler yazacak halim kalmamış oluyordu.
"Kalmamış oluyordu" yanlış bir ifade değil, ama çağrışım yaptı; şu aralar çevremde herkes "yapacağım" yerine "yapıyor olacağım" demeye başladı. "Bu konudaki duyuruyu önümüzdeki hafta yapıyor olacağız", "Bu konuda yılbaşından sonra karar veriyor olacağız"... "Yapacağız, vereceğiz"in suyu mu çıktı?! İngilizceden sadece kelime değil, cümle yapısı da almaya başladık milletçe. Belki de "Holding Türkçesi" olarak yorumlamak lazım, ama her duyduğumda sinirleniyorum.
Yorumlar arasında Xtra'nın basaranlar.blogspot.com'a başarı hikayeleri davetini okuyunca siteyi okudum; başaran herkesi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Ama benim hikayem geçici başarılardan oluştuğu, başarı hikayesinden çok ibret hikayesine benzediği için burada paylaşmaya karar verdim.


Bu benim ağırlık çizelgem. Görüldüğü üzere, kilo alış ve verişlerim hep duygusal çalkantılarla eşzamanlı. Verişler genellikle aklımı ve hayatımı ele geçiren yoğun değişikliklere rastlıyor; alışlar ise genellikle ifade edilemeyen kızgınlık, yatıştırılmaya çalışılan mutsuzluk dönemlerine. Hamilelik ve sonrasını bu genellemenin dışında tutuyorum tabii.

“Deming Döngüsü” diye bilinen “planla-uygula-değerlendir-düzelt” çevrimi kalite iyileştirme çalışmalarının ve pek çok modelin temelini oluşturur. Bu kez ben de işe daha önceki uygulamaları değerlendirme aşaması ile başlıyorum ki düzeltebileyim. İşte yaşamda kalite...

Yeniden zayıflamak ve normal kiloma dönmek için beslenme şeklimde değişiklik yapmam, enerji miktarını düşürmem ve yaşam tarzıma daha çok hareket katmam gerektiği ortada (geçmiş kilo verişlerim hep ayrılıkla ilişkili, oysa Shrek'i seviyorum ve ayrılık anlamına gelecekse bu kiloda kalayım daha iyi; Gilmore Kızları'na kahkahalarla gülen bir erkek nereden bulurum bir daha:). Kilo verişlerim uzun süre sabitlenemedi, çünkü kısa süre sonra eski yeme düzenime geri dönüyordum. Hayatıma ara ara spor girmiş olmasına rağmen hiçbirinin kilo verdiğim dönemlere rastlamadığını fark ettim. Hipnoterapi eşliğinde diyet yaptığım dönemde formül çok basitti: sabah kahvaltısı olarak 1 büyük bardak sirkencübin (1 çorba kaşığı bal ve 2 çorba kaşığı elma sirkesi 1 büyük bardak su içinde eritilir - bu ayki THY dergisindeki Mevlana mutfağı yazısında sirke balla aynı ölçü, yani 1 kaşık), öğle ve akşam yemeklerinde birer tabak yemek. Haftada 1 kilo hızıyla normal kiloma inmiştim. Mamut Nemo'yu ikinci kez kaçırıp ben antidepresana başlayana kadar da korumuştum aslında. Ama son kilo alışım için antidepresanı sorumlu tutmuyorum, çünkü bıraktıktan sonra kilo almaya devam ettim. Bu arada, tüm diyet girişimlerim kısa süre sonra bozularak sonlandı ve ben verdiğimden çoğunu geri aldım.

Bu değerlendirme ışığında yaptığım yeni planı açıklıyorum :

Diyet yapmayacağım; beslenme şeklimi değiştireceğim.

Günde 1000 kalori almayı hedefleyeceğim. Mümkün olduğunca aşağıdaki düzeni tercih edeceğim

Sabah kahvaltısı seçenekleri : 1 bardak sirkencülbin veya 1 adet kepekli ekmekten yağsız tost, haftasonu domates-salatalık-beyaz peynir veya yağsız peynirli omlet

Öğle yemeği : çorba veya menüde varsa yağsız bir et çeşidi + salata

Ara öğün : ayran veya meyva (elma veya armut) veya 1 kepekli tost

Akşam yemeği : çorba veya 1 tabak sebze yemeği

Gece : meyva veya 1 çorba kaşığı pekmez eklenmiş yoğurt

Biliyorum, bu akışta süt yok, çünkü ben sütü ancak nesquickli, yoğurdu da ancak yemek üstünde veya pekmezli yiyebiliyorum. Ayrıca bunlar kural değil, tercih. Margarin içeren şeyleri yemeyeceğim, çünkü çok sağlıksız. Un ve yağın birlikte olduğu şeyleri yemeyeceğim, çünkü enerjisi çok fazla. Kahve ve kola zaten içmiyorum, çay yerine de gün içinde limon dilimli sıcak su içerim. (Hiç denediniz mi? Tadı çok güzel aslında). İnilecek hedef kilo belirlemiyorum, çünkü o zaman hedefe varınca sistem çöküyor. Kilo hedefi olmayınca ona ulaşmak için koyulan bir zaman hedefi de yok. Bundan böyle, her mümkün olduğunda, tercihan böyle besleneceğim, o kadar.

2 yorum:

huysuz dedi ki...

'yapıyor,ediyor olacağız' konusunu çok iyi dile getirmişsin dory, farkettim ki ben de arada bir konuşuyorum böyle,sinir oluyorum sonra da :)

Leyleğin ömrü dedi ki...

Benim grafiğinde sizinkinden bir farkı yok. Yalnız değilsiniz :))