24.6.11

Dilara'nın Konuğu


İzlemek isteyenler için yayın tarih ve saatleri, 25.06 Cumartesi 03:55 - 07:15 - 16:10 ve 27.06 Pazar 01:10 - 12:10. Bugün de 3 kez gösterildi ama saatleri geçti.
Internetten de (http://www.trt.net.tr/trtturk/canli.aspx ) izlenebiliyor.
Tabii TRT'de yayınlandığı için marka söylenmiyor ama isimden aratılınca basın bültenlerine ve Inlight'ın web sitesine ulaşılabilir.

22.6.11

Yazmayalı Ne Var Ne Yok





Çok ara verdim yine, başlaması gittikçe zorlaştı, ara açıldıkça, konular biriktikçe, ya da ben unuttukça daha da uzaklaştı, ama bir yerden, bir bahaneyle dönmek gerek...


Zaman geçince yaşananlar insanın aklında karman çorman kalıyor, herhalde yaptığı etkiyle doğru orantılı bir sırada aklına geliyor.

Mesela ilk aklıma gelen, Grupanya'dan aldığımız kuponlarla dördümüzün bir Pazar sabahı Galata Kulesi'ne kahvaltıya gidişimiz. Keşke hep tatil olsa, hiç iş, okul, ödev, görev olmasa, hep gezsek eğlensek, yesek içsek... Çocuklar da eğlendi, kulenin çevresinde dolaşıp söktükleri minik sıva parçalarını damlara attılar! Fotoğrafımızı çekerken Shrek fark etti ki Nemo artık benim boyumda! Hatta bir fotoğrafta o dik durmuş, ben onun omzuna elimi koyup hafif kaykılmışım, benden uzun görünüyor!!


Sonra bir başka aklıma gelen de, bir Cuma akşamı, Vatan Caddesi'ndeki Akdeniz Hatay Sofrasında (Historia AVM yanı) yediğimiz yemek. Çok farklı, çok lezzetli şeyler yedik. Shrek mecburi hizmetini Antakya'da yapmış, hem yemeklerini çok över, hem de burada karşımıza çıkan, Antakya işi olduğunu iddia eden yemekleri kolay kolay beğenmez. Buraya o da tam not verdi. Bakıyorum da, hep gezmeler, yeme içmeler geliyor aklıma nedense...


Bir Cumartesi Zeynep Tanbay'ın modern dans gösterisine gittik. O da pek hoştu. Ama sadece biz büyükler tabii, çocukları iki saatliğine Shrek'in kızkardeşine bıraktık. Biraz oflayıp pofladılar ama aslında iki kedili ve onlara pizza ısmarlanan bir evde geçen iki saat çok da sorun olmasa gerek.


Sonra, 18 Mayıs'ta annemin 80. doğumgününü kutladık. Ablamlar da geldi Strazburg'dan, Ayazpaşa Rus Lokantasında hep beraber bir yemek yedik. Oranın bizim aile için nostaljik bir değeri var; ablamla eniştem ilk çıktıkları gece orada yemek yemişler; biz annem ve babamla AKM'de konsere gidip öncesinde orada yediydik; ben lisede arkadaşlarımı oraya götürdüydüm ki hala hatırlayanlar var - o zamanlar öyle dışarıda pek yemek yenmezdi; üniversite yıllarında, hatta 1997'ye kadar arada gittiğimiz bir yerdi. Kaşar pane, borçş çorbası, tavuk kievski, palaçinka aklımda kalan spesiyalitelerinden. O gece Nemo çok huysuzdu. Ertesi gün, "Siz niye o kadar neşeyle kutladınız hiç anlamadım. Anneannem ölmeye bir yıl daha yaklaştı" dediğinde anlaşıldı nedeni...


19 Mayıs'ta yine hep beraber bir Beyoğlu gezisi yaptık, dondurma yedik, Hagopulos pasajında çay içtik, kitap aldık, kitapçının kedilerine baktık, sonra biz Nemo'yla ayrılıp sinemaya gittik. Pek hoştu...



İTÜ Elektronik'ten mezuniyetimin 20.yılı için yapılan törene gidip "meslekte 20.yıl" sertifikamı aldım; birkaç arkadaşı görmek, kampüste dolaşmak, hele de törende hoş bir konuşma yapan, herhalde 90'lık hocamız Hasan Önal'ı görmek de çok hoştu...



Sonra bir Pazar günü Feriköy Surp Vartanants Ermeni Kilisesinde bir düğüne gittik; neredeyse bir konser gibiydi. Yıllar önce bir Ermeni cenazesinde de aynı şeyi düşünmüştüm...





Güzel şeyler olmuş bu 1,5 ayda! Böyle sıralayınca anlıyor insan..



Nemo'nun karnesi ancak geçecek kadar, ama olsun, ben ona da razıyım..


Aslında önümüzdeki haftasonu dördümüz Bodrum'a gidip, 3o Haziran'da dönerken Shrek'le Süzmebal'ı İzmir'e bırakacaktık; onlar 3 gün Frig Vadisindeki bir fotomaratona katılacaklardı, Nemo da 1 Temmuz'da babasına gidecekti. Plan buydu ama Süzmebal fotoğraf gezisine katılmak istemeyip dedesinin Antalya'daki tatilini tercih edince bozuldu. Buralardayız yani...

Bir de, gece 12'yi geçtiğine göre, bugün benim doğumgünüm... Nemo'nun ifadesiyle bir yıl daha az artık önümdeki yıllar, ama bu yaşlar bunu düşünmek için çok erken hala; kutlayabiliriz:))