2.9.12

Anneanne Günleri

Raporlarda Nemo'nun annesiyle kalmak istediği, babasına çok öfkeli olduğu, kesinlikle onunla ve babaannesiyle kalmak istemediği, annesiyle kalamayacaksa anneannesiyle de kalabileceği, yurtta kalmasının ise çok sakıncalı olduğu açıkça belli oldu. Bunun üzerine hakim Nemo'nun devlet bakımında kalmasına ve anneannesinin koruyucu aile olarak atanmasına karar verdi. nasıl mantık ama...
Anneannenin koruyucu aile işlemleri 1-2 ay süreceği için izinli olarak yanına çıkmasına izin verdiler. Nemo'nun keyfi yerinde. Koruyucu aile uygulamasında çocuğun öz anne-baba ile sadece koruyucu aile psikoloğunun önünde görüşmesine izin var. Hakim anne ve babayla görüşmesine ilişkin bir karar vermemiş olduğundan bizim için de bu standart uygulama geçerli. Annemi tembihlediler, çocuk size emanet, kimseye bırakmayacaksınız, anne veya babayla görüştürmeyeceksiniz diye. Yurttan annemin evine bile taksiyle gittiler, ben götürmedim. O zamandan beri ne götürdüysem, annem apartmanın önüne indi, ben arabadan bile inmedim. Hemen annemin evine internet bağlattım, evden giysi, ağız armonikası, dürbünü vs götürdüm; artık ne yemek yaparsam birazını da onlara bölüp bırakıyorum, yine annemi aşağı çağırarak tabii. Romen usulü mititei köfte, etli bezelye yemeği, domatesli arnavut böreği, bolonez sos vs. (İlk el açması böreğimi de böylece yapmış oldum) Arada Nemo arayıp isteyince eve iskender göndertiyorum. Annem raporda da yazdıkları gibi yaşına göre çok dinç, ama uzun zamandır tek başına yaşamaktan herhalde, yemek yaptığında da pek tadı tuzu yok. Nemo'nun okuluna gidip müdürle konuştum; o da böylesi daha iyi dedi. Babası artık her öğlen okula gidip göremeyeceği için çocuk daha da rahat edecek. Tabii ben de bu arada göremiyorum ama telefon, işten google talk, evden facebook, hatta en son skype'tan görüntülü bağlantı bile kurduk. Annemin evinden, hatta oradaki odasından bile çıkmak istemiyor. Annemle gidip okuldan yeni forma aldılar. Yeni okul çantası (eskisinin dibi lime lime), kırtasiye malzemeleri, ders kitaplarını ben aldım, bırakacağım. Gerçi bu hafta annemle birlikte ablamlara gidiyorlar, okullar açılmadan birkaç gün hava değişimi iyi gelir diye. Açıkçası ben de çok sıkıldım bu yaz, hazır onlar yokken ben de bir arkadaşımın evine Bodrum'a gideceğim. Hoş, onların burada olup olmaması bir şey değiştirmiyor, sadece psikolojik; belki biraz da bir şeye ihtiyaçları olursa alıp bırakma gibi işleri yapabiliyorum diye. İşte böyle...
Hadi geçmişi bilmeyenler, beni tanımayanlar, Mammut'un geçmişte yaptıklarını bilmeyenler neyse, ama bu blogu takip edip de, "baba bir yandan, anne bir yandan çekiyor, olan çocuğa oluyor, iki koca insan anlaşamaz mı" gibi yorumları görünce... hiçbir şeye, hiç kimseye kızmaya değmez diye düşünüyorum.
Ben bu hem çocuklu, hem çocuksuz yaşamın çok kötü varyasyonlarına aşinayım, bu ne ki...
Hatta yaz boyunca ihmal ettiğim işlerime konsantre olmak için, vicdan azabı çekmeden ofisten geç çıkmak için uygun bir model bile sayılır. (Dory yerine Polyanna'ya atıfta bulunarak Poly mi deseydim kendime acaba?)