30.11.10

Naturel 2010

2-5 Aralık'ta Askeri Müze Harbiye KültürMerkezi'nde...
Detaylı programı http://www.festivaistanbul.com/ adresinden görebilirsiniz.

Biz de orada olacağız! Shrek'in Türkiye'ye getirdiği %100 organik cilt bakımı ürünleri ilk olarak festivaldeki standında satışa çıkacak. Festivalden sonra da online satış sitesinden alınabilecek. Yardım için ben de orada olacağım. Senelik iznimden birkaç gün kullanıyorum. Bizim fabrikadaki işçilerin çoğu Karadenizli'dir. Yazın 4 haftalığına bakım duruşuna girdiğimizde onlar da memleketlerine fındık toplamaya giderler, ailelerine yardım için. Bugün aklıma geldi, benimki de o hesap:)) Ben başından beri bu işte Shrek'e destek verirken "bu benim yeni hobim" deyip durdum. Susan Miller'ın bu ayki Yengeç falında "bir hobi sizi çok meşgul edecek" diye yazdığını okuyunca bir kez daha pes dedim! Gerçekten de,ne kadar planlarsanız planlayın, bir şeyler son ana kalıyor. Yapılacak listeleri, alınacak listeleri yapmak yetmiyor, sürekli aklında "acaba neyi unuttum" bulutuyla geziyor insan. Öte yandan, ürün yöneticilerini şimdi daha iyi anlıyorum. Bir ürünün lojistiğinden broşürüne, standından kağıt poşetine, bütün bunların tasarımından üretimine ilgilenmek gerçekten de çok zevkli.
Bütün bu koşturmaca arasında geçen pazar öğleden sonramı Nemo'nun veli görüşme gününde geçirdim. Çok daha kötü şeylerduymayı bekliyordum doğrusu. Belli ki, Nemo'nun nazı bana; evdeki kadar asi hiç değil; ve muhtemelen şeytan tüyü var. Bütün öğretmenler adını duyunca geniş bir gülümsemeyle "a Nemo, çok değişik/çok zor/çok yaratıcı bir çocuk" dediler. "Zeki bir çocuk ama okulu sevmiyor/derste sıkılıyor/derse katılmıyor/çok sessiz ve sakin/çok terbiyeli ..." ama hep geniş bir gülümsemeyle. Türkçe öğretmeni birşeyleri hatırlayıp hatırlayıp güldü. Batı Karadeniz gezisinde Nemo'nun başı ağrımış. Mağara gezerken öğretmeni iyi olup olmadığını sormuş. Nemo da kadının omzuna şöyle hafifçe patpat yapıp "merak etmeyin, iyiyim iyiyim" demiş. Bilişim öğretmeni "a, Nemo'yu ben çok severim, sevgi dolu bir çocuk" dedi. İngilizce öğretmeni "geçen seneki olayı biliyorum ama bende hiç öyle bir şey olmadı" dedi. Hatta "Nemo'nun yaratıcılığına ekstra puan verdim. Çabalıyor. Geçen hafta bir soruya cevap verdi, üstelik doğruydu" dedi. Hem hoşuma gitti, hem şaşırdım:))

13.11.10

P.S. I love you

Akşam TV karşısı koşu bandı yürüyüşlerine başladım (bu hafta için iki kez). İlk seferinde TV'ye bağlı media player'daki filmlerin isimlerinden fazla kasvetli olmayacak, saracak, merak ettirecek bir film bulmaya çalıştım. PS I love you diye bir isim dikkatimi çekti. Belli ki romantik komedi..


Hah, ben öyle sanayım. Aslında romantik, ve komik kısımları da var, yalan değil, ama yürümüyor olsaydım salya sümük ağlamaktan bir tuvalet kağıdı rulosu bitirmiş olurdum herhalde. İlkinde film ararken oyalandığım için 2. 50 dk'lık yürüyüşümde de bitmedi. Sonunu seyretmek için 3. yürüyüşümü de yapmam gerek. Adam fazla deli dolu ve karizmatik (Gerald Butler), kadın fazla zayıf (Hilary Swank) ama iyi oyuncu, ve bizim şirketten -oldukça antipatik- birine kardeş gibi benziyor. Erkeklere göre bir film değil (en azından benim şimdiye kadar tanıdıklarıma), yürüyüş filmi de değil diyecektim ama belki de tam tersi, yürüyüş filmi... Azıcık gözleriniz yaşarırken geçiyor.

Paldır küldür geçiyor zaman, Kasım'ın ortasını bulduk. Nemo'nun ilk notlar gayet kötü. Mecburen özel derse başlayacağız yine... Organik kozmetik bebeklerimiz geldi, ama web sitesi Kasım sonuna hazır olacak. Shrek bugün 2-5 Aralık'ta Harbiye Askeri Müzesi'nde yapılan Naturel fuarına katılmaya karar verdi. Broşür hazırlanıyordu zaten; şimdi acilen poster ve roll-up da lazım. Ve çok kısa zaman var! 3 hafta bile yok!!

Süzmebal bu akşam gelip bayram sonuna kadar bizde. Pazartesi ben yarım gün, Shrek tam gün işte olacağız diye babaanne programı yapıldı. Shrek Nemo'ya "sen de kalır mısın Süzmebal'ın babaannesinde?" deyince "tamam" dedi. İki kafadar birlikte 2 gece-1 gün orada kalacaklar; biz Bayram sabahı kahvaltıya gidip çocukları da alıp döneceğiz. Nemo sıkılır ve ikinci akşam "gel bizi al" diyebilir diye düşünüyorum ama göreceğiz bakalım...

7.11.10

Sushi Kursu

Shrek ŞehirFırsatı'ndan bir şeyler almayı sevdi. Gerçekten de çok ciddi indirimlere rastlanıyor, ama aldığınız şeyin bu kampanyaya özel tasarlanmış bir şey olmamasına, normal fiyatı üzerinden uygulanan bir indirim olmasına dikkat etmek lazım. Örneğin bir yemek kampanyasında özel bir menüye özel bir fiyat derlerse itibar etmeyin; menüden istediğinizi seçin, x TL yerine y TL verin derlerse tamam. Duyduğum kadarıyla bu kampanyacı/indirimci kuruluşlar firmaların aldığı paranın yarısını komisyon olarak kesiyorlarmış. Zaten aklınızda olan bir şeyi daha ucuza almak güzel de, her gün gelen tanıtım mailleri insanın aklını çeliyor, aklınızda olmayan şeyleri aldırıyor; özellikle Shrek gibi alışverişi sevenlere...

Son olarak bana suşi kursu aldı mesela. Bebek'teki Mori'de 2 saatlik bir kurs 140TL yerine 59TL. 2 saatlik sushi kursuna 140 TL veren var mıdır, o ayrı konu. Sonuçta telefonla arayıp bu Cumartesi için kaydoldum. Hazır çocuklar da Batı Karadeniz gezisindeyken...

Mori, Dükkan Burger'in hemen yanında, bir giriş katı ve merdivenlerle inilen ama deniz kenarında açık bölümü olan alt kattan oluşuyor. Kurs için geldiğimi söylediğimde beni alt kata yönlendirdiler. Benden önce gelmiş 3 kişi daha vardı. Diğerleri de tamamlandığında toplam 7 kişiydik. Aynı şirkette çalışan 3 iş arkadaşı, 30 yaşlarında, bir kız, iki erkek; üniversiteli ya da yeni mezun 3 kız. Bir de ben...

Uzun bir masaya malzemeleri hazırlamışlardı, ama belli ki daha fazla katılımcı bekleniyordu.

Şefimiz sırayla maki türleri, Californian, inside-out, hand roll ve nigiri yapımını gösterdi. Maki yapımını deneye yanıla daha önce becermiştim ama Californian roll ve inside-out çok eğlenceli ve hepsi bir arada olduğunda çok profesyonel görünüyorlar.
Arada şekli bozulanlardan yemeye başlayınca birer kadeh de şarap ısmarladık. Yaptıklarımdan bir kısmını deniz kenarında afiyetle yedim, ama çoğunu paket yaptırıp çocuklara götürdüm tabii.