25.8.06

Yeni Oyuncagimiz

Shrek bunu almis:)) Once ogluna hediye diye dusunmus ama sonra kendi evinde dursun, oglu geldiginde beraber vakit gecirecekleri bir eglence olsun diye vermemeye karar verdi. (Onun blog ismi de Suzmebal olsun, cunku Shrek onu Suzmebalim diyerek seviyor...) Ben de zaten siparis verdigini soylediginde "bana da, bana da" diyordum cocuklar gibi...
Biraz internet arastirmasi sonucunda gordum ki dondurma tariflerinin cogu, sut, seker ve yumurtanin onceden pisirilmesi, buzdolabinda birkac saat sogutulmasi ve daha sonra icine krema eklenerek makinaya konmasi seklinde gelisiyor. Tabii bu kadar vaktimiz ve sabrimiz olmadigi icin ilk denemeyi "Kolay Dondurma" diye verilen tariflerden biriyle yaptik.
Bir gece onceden metal hazneyi buzluga koyup dondurmustuk zaten. Makinayi calisirken gorelim diye de salonun ortasina, sehpanın ustune koyduk. Bir bardak yagsiz sut, bir bardak krema, birkac corba kasigi bali makinanin haznesine atıp calistirdik. Bir yandan da iki seftaliyi yarim bardak toz sekerle beklettikten sonra ezdim. Yaklasik yarim saat sonra katilastigini gorunce ustundeki delikten seftali puresini doktum. Ve tabii aninda tadim asamasina gectik. Acelemiz oldugu fotograftan, sunumdan bile belli. Ben bir daha hazir dondurma biraz zor yerim. Simdi biz niyetlendikten sonra 1 gun beklememiz gerekmesin diye makinanin bos haznesi buzlukta bizi bekliyor.

16.8.06

Domatesli ve Limonlu Salata


Akşam Rezan geldi; yemeğe kalmayı kabul edince epicurious'ta rastladığım ve not ettiğim Domates ve Limonlu Salata'yı yapmak için kolları sıvadım. Malzemelere bakınca bunun ya çok sevilecek, ya da hiç sevilmeyecek bir salata olacağı hissine kapılmıştım; "eh, idare eder"lik bir tarif değildi bu. Nitekim hepimiz çok sevdik:) Ama Rezan o kadar çok acıkmıştı ki, fotoğraf çekimi için daha güzel bir sunumla uğraşamadım.
Malzemesi:
2 iri limon, kabuğu rendelenerek 2 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi elde edilecek; daha sonra limonlar soyulup beyaz zarları ayıklanarak dilimlenecek
1 tatlı kaşığı toz şeker
3 su bardağı kokteyl domates (ben domatesleri iri doğrayarak koydum, bardakla da ölçmedim tabii)
3 çorba kaşığı doğranmış taze soğan ("chives"in ne olduğunu bilmediğim için)
1 çorba kaşığı zeytinyağ
1 çay kaşığı tuz
1 tutam karabiber
Hepsini karıştırıp 15dk beklettikten sonra hazır oluyor.
Yanına tavuk yakıştığı yazılıydı. Ben Rezan'la çene çalarken Shrek de "lime"lı tavuk yapıverdi. 2 dilim kuşbaşı tavuğu biraz yağda çevirdi, sonra 2 adet iri doğranmış soğan, 1 kırmızı biber, 4 diş sarmısak, 1 tatlı k. tuz ve 1 çorba kaşığı hardal, 1 lime (dilimlenmiş halde) koyup pişirdi. Lime'ın verdiği acılığı istemeyenler limon da koyabilirmiş, öyle diyor. Bir de kırmızı biberle değil çarliston biberle daha güzel olurmuş. Valla bence böyle de çok güzeldi.

Yine Salata


En sonunda blogger fotoğraf eklememe izin verdi. Fırsat bu fırsat, bu arada bloga da yazı getirdim en sonunda. Biraz geç oldu ama...

Fesleğenli Mozzarella ve Domates Salatası işte gördüğünüz gibi. Tarif edilecek bir şey yok, ama sosunu tarif edebilirim, çünkü normalde mozzarellanın tadı filan yok, sırf görüntü.. Pizza üstünde erimediyse tabii.

Ben bu Avrupai salatalara en çok sirkeli sos yakıştırıyorum. Yaklaşık 1 tatlı kaşığı hardal, 1 çay kaşığı tuz, 3-4 çorba kaşığı sirke, 3-4 çorba kaşığı zeytinyağ, 1 tatlı kaşığı süt ve biraz karabiberi küçük bir kavanozda iyice çalkalayıp salatanın üstüne döküyorum. O azıcık süt, sirkenin keskinliğini alıp tadını ortaya çıkarıyor sanki. Başk tariflerden okuyup 1 çay kaşığı kadar toz şeker de koyduğum oldu, fena da olmadı, ama sanki sütle daha iyi oluyor.

Yemek Cini'ndeki linklerden herkesin neler yaptığını görünce biraz utandım benim kıytırık salatalarımı marifetmiş gibi buraya koymaya ama artık idare edeceğim, ne yapalım...

15.8.06

Gönül Borcu

Blogun adını Zümrüdü Anka Kuşu olarak değiştirse miydim acaba? Öyle hissediyorum da... Neyse, amacımdan sapmayayım. Sadece kötü hissettiğinde, işler kötü gittiğinde kaleme kağıda sarılan ben, artık iyi şeylerin günlüğünü tutmak istediğim için blog camiasına katılmıştım. Sonra işin rengi biraz değişti, hep güllük gülistanlık gidemedi ama hayata bağlanmama hep destek oldu. Mesela dün işyerinde ne yapsam diye düşünmeme, eve giderken salata malzemesi almama, özene bezene salatamı yapıp fotoğrafçılık oynamama neden oldu...

Gerçi Shrek'le salata tanımı üzerinde biraz konuştuk önce, salata adını almasına neden olan nedir diye... Sonuçta "yağın en son ekleniyor olması" kararına vardık. Yani benim rejim yaparkenki zeytinyağlı pişirme usulümün ürünleri de hep salata o zaman. Düdüklü tencerenin dibinde az suyla soğan ve sarmısağı yumuşatıp, üstüne sebzeleri, domatesi koyup pişirdiğimde ve sıcakken üstüne bir kaşık çiğ zeytinyağı gezdirdiğimde yaptığım yemek de aslında salata...



İşte salatanın en has şekli. Bu salatanın pek tarif vermelik bir yanı da yok aslında. Akdeniz yeşillikleri, roka yaprakları, domates dilimleri, kırmızı soğan halkaları, yarıya bölünüp çekirdekleri çıkarılmış kalamata zeytin ve incecik eski kaşar yaprakları; üstüne bir kavanozda çalkalanmış limon-zeytinyağı-tuz-karabiber sosu... Sonra isterseniz üstüne istediğiniz şeyi ekleyip sağlıklı bir ana yemeğe dönüştürün; ızgara tavuk parçaları, somon füme veya haşlanmış kelebek makarna katın; isterseniz bir ana yemeğin yanında sofranızı süsleyin...

Ayrıca benim salatalara gönül borcum var. Nisandan bu yana 10 kg vermemi, yeniden "normal" beden giysilere sığmamı, iki parçalı mayo giyip göbeğimin güneş yüzü görmesini, aldığım iltifatlarla yüzümün gülmesini sağlayan salatalara teşekkürü borç biliyorum. Nemo bile şaşırıp "anne, sen neden hep salata yiyorsun?" demişti:) Zayıflama niyetiyle ana yemek olarak hazırlanan salatalar tabii biraz daha doyurucu olmak zorunda. Mesela yeşilliklerin üstüne domates ve mozzarella dilimleri ile fesleğen yaprakları koyarsanız ve üstüne hardal-sirke-süt-zeytinyağı-tuz-karabiber sosu gezdirirseniz pek havalı, pek İtalyan bir salata ortaya çıkarabilirsiniz... O da bir sonraki yazıya, çünkü blogger bana ikinci fotoğrafı ekletmiyor iki saattir!