7.10.11

En İyi Hikayeler

Nemo okul zamanı en geç 23'te yatma kuralına uyuyor. Aslında 22'de yatağa gidip kitap okuyacak, 23'te ışık kapanacak diye konuşmuştuk ama o zaten hemen hemen evdeki bütün zamanını yatakta, ama kucağında bilgisayarla geçirdiği için yatağa gitme olayı pek benim tasarladığım anlama gelmiyor. Sabah da 7'de kalkıp kahvaltı, 7.45'te evden çıkış, 8'de okul... plan buydu. Ama benim oğlum cep telefonunun alarmını sabah 6'ya kurup, ben uyanmayayım diye sessiz ve titreşimde tabii, kalkıp ya yine bilgisayarında film seyrediyor, ya da yazmaya başladığı hikayesine devam ediyor. Bir web sitesi bulmuş, orada yayınlayacakmış...

Tam hikayeyi bitirdi, 6 bölüm birden, siteye yükleyemediğini fark etti. Ben de "dur sana bir blog açalım, orada yayınlarsın, hem seni google'dan bulurlar, okurların olur, yorum bırakırlar" dedim. "Tamam, ama negatif yorumlar da bırakabilirler, biliyorsun ben alınırım o zaman" dedi. Ben de "olsun, onlara aldırmamayı da öğrenmiş olursun" dedim.

Dün akşam açtık, birinci bölümü ben yayınladım, sonrakileri kendi başına yaptı. Daha fotoğraf koymayı göstermedim, birazdan...

Baktım bugün Süzmebal'ı aramış, "bir kişi bile kaydolmamış" diye şikayet ediyor, dedim burada duyurayım, gören, Nemo'yu sevindirmek isteyen, onun bloguna izleyici olan olur belki.

Okursanız da noktalama işaret, imla filan aramayacaksınız ama, ona göre. Ayrı de'leri bitişik görünce normalde tüylerim diken diken olur, ama insanın kendi yavrusu olunca akan sular duruyor...

Küfürleri, Nazi hayranlığını ayıplamak da yok... Hepsi geçecek.

http://www.eniyihikayeler.blogspot.com/