tag:blogger.com,1999:blog-164313882024-03-18T06:01:47.234+03:00bagdat cafeyasamaya devamdoryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.comBlogger351125tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-251250427795792852014-06-21T21:07:00.000+03:002014-06-21T21:07:15.543+03:00Bu da hayatın böyle bir dönemi...
6 ay göz açıp kapayana kadar geçiverdi. Okullar kapandı, Nemo karnesinin yanında bir de takdir belgesi getirdi.
En son yazdığım şu kaçırma olayından sonra biraz tedirgin olduk; Nemo "bu adamın yüzünden şizofrene döndüm, köşede bekleyen bir adam görsem, hemen babam peşime adam taktı, yine kaçıracak diye düşünüyorum" şeklinde yorumlar yaptı ara ara. Detayını anlatırım dedim, anlatmadım; servis doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-9030487165809468472014-01-11T22:45:00.001+02:002014-06-21T21:07:32.566+03:00Film gibi...
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25542151.asp
Haber doğru, anlatım hafif bile kalmış. Sonra daha detaylı anlatırım.. şimdi halim yok. Nemo iyi.
doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-71060641849369354132014-01-07T23:55:00.001+02:002014-06-21T21:07:48.400+03:00Burada İşler Yolunda
Yine geç kalmış bir güncelleme..
Bir de baktım (Güneşi Beklerken yazımı saymazsak) son durum güncellemesi 20 Eylülde kalmış. 24 Eylül'de velayet davasının Erdek'teki ilk duruşması oldu. Tedbiren geçici velayeti verir de Nemo eve gelir diye büyük umutlarla gittim ama Nemo'nun beyanının alınması için Bakırköy Aile Mahkemelerine talimat yazılması kararı verdi. Yine de şükür, İstanbul'da olsa bir doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-55928655849297209972013-10-03T00:38:00.003+03:002013-10-03T00:40:29.616+03:00Güneşi Beklerken
Ben bu diziye niye takıldım?... Ben ki, aylarca televizyonu açmadığım olmuştur. Açtığımda da, genelde, başından yakalayamasam bile sinema filmi izlerim. Tam izlediğim de söylenemez, çünkü ya kucağımda laptop, ya elimde örgü, ya ayıklanacak fasulye, bezelye vs. Televizyon benim için aklımı vermeden bir şey yapacağım zaman fonda duran bir şey, genellikle. Ama gittim bu diziye takıldım!
Gerçi doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-7450668033314605232013-09-20T21:25:00.000+03:002013-09-20T21:26:31.145+03:00Geç Olsun, Güç Olsun, Yeter Ki Olsun
Artık geride kaldığına göre son iki haftayı anlatabilirim. Bitti ama biz de bittik yani...
O Pazartesi sabahı adliyeye gitmek için evden çıkmak üzereyken avukatım aradı. Sesi neşeli, "gözünüz aydın" dedi. Hakim eğitim tedbiri vermiş, yurdu yetkilendirmiş. Aman, ne sevindim bilemezsiniz. Koşa koşa adliyeye gittim; niyetim kararın kopyasını alıp yurda ulaştırmak. Tabii o kadar basit değil işler. doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-53553657598081303532013-09-08T01:47:00.001+03:002013-09-08T01:48:22.398+03:00Durdum Durdum Buna KızdımBelki de kendimi sakin tutabilmek için geliştirdiğim savunma mekanizmalarım nedeniyle hep "o hasta, elinde değil, kendini haklı görme ihtiyacında, o yüzden bu hikayeleri uyduruyor, kendi de inanıyor, ben kızmıyorum bile artık" filan diyordum ya, hayır, o hasta filan değil, hafifletici sebep de yok, sadece kötü.
İki hafta önce velayet davasının sürdüğü mahkemenin hakimine gittim; daha iyi bir doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-17393927147862014202013-08-11T19:08:00.001+03:002013-08-11T19:13:52.259+03:00Tembel Yaz
Tuhaftır, Nemo doğduğundan beri ilk kez yazı evde geçiriyorum. Tamam, tamamen işsiz güçsüz değilim, evden yürüttüğüm işler var, ama yine de, sonuçta evdeyim... Yıllarca sabah 8'de ofiste olduğum bir iş hayatından sonra aynı disiplini evde sürdürdüğüm söylenemez. Daha geç yatıp daha geç kalkıyorum. Ancak arabayla işim varsa Shrek'i işe bırakıp geri geliyorum. Daha çok kitap doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-31652601285641944682013-06-18T21:15:00.002+03:002013-06-18T21:17:49.495+03:00Kafamı toplayıp bu arada neler olduğunu anlatacak kadar dışarıdan da
bakabilir hale gelmem çok zaman aldı bu kez. Tam yazayım demişken bir de Gezi
parkı girdi hepimizin aklına, gündemine, hayatına. Çıkmış da değil ama şimdi de
yazmazsam hiç yazamayacağım…
Geçen yazdığımdaki tükenmiş halimi gören eşim, Konya'daki hastalarını
ziyaret edip oradan İzmir'e homeopati derneği toplantısına gideceği doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-68981813949766400822013-03-05T00:57:00.001+02:002013-03-05T00:57:42.149+02:00Bugün Nemo'nun Doğumgünü
Nemo hala annemle birlikte kaçak. Okuldan geri kaldığı için, evden, arkadaşlarından uzak kaldığı için canı sıkkın, ama bir gelişme olacak da en azından anneannesiyle eve dönebilecek diye bekliyor. Ara sıra telefonda internet üstünden yazışıyoruz o kadar.
Mammut çocuğu kaçırdığımı iddia ederek beni savcılığa şikayet etmiş.
Bu arada bazı milletvekillerinin Aile ve Sosyal Politikalar doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-82122293847640850102013-02-19T13:32:00.002+02:002013-02-19T13:32:24.395+02:00Gerçeklerden Korkan Belli Oldu
Hikaye yarım kaldı...
Aslında tam da değil, çünkü özü anlaşıldı; anneye şiddet uygulayan, çocuğu tekrar tekrar kaçıran, kendi İstanbul'da olmasına rağmen anneden uzaklaştırmak amacıyla çocuğu başka şehre yerleştiren bir babaya, uzman raporlarının anne yanında kalmasının doğru olduğunu yazmasına rağmen, velayetin verildiğini anlatabildim.
Tabii daha söylenecek çok şey, eksik kalan çok doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-42685612894882864602013-02-15T20:33:00.000+02:002013-02-15T20:34:07.129+02:00Yeni Baştan
Devlet korumasının kaldırılmasına, yani anneannesinin yanından, artık Nemo'nun velayetine sahip olan babasına gitmesi anlamına gelen karara itirazımız reddoldu.
Sosyal Hizmetlerin Nemo'yla yaptığı telefon görüşmesi üzerine Mahkemeye yazdığı, çocuğun babama verirseniz kendimi öldürürüm demesi, geçen yazki raporlarda yer alan intihar eğilimi, babaya karşı çok öfkeli oluşu ve bu nedenlerle doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-32368488714599200172013-02-09T00:17:00.001+02:002013-02-15T19:50:48.288+02:00Bir Tatil Daha Mahfoldu...
"Bir tatil daha mahfoldu" diye yazmış Nemo. "Daha" kısmı mahfolan geçen yaz tatili yüzünden.
Bir gelişme yok...
Mahkemenin koruma tedbirini kaldırmasına itiraz ettik, bekliyoruz... elimiz yüreğimizde.
Bugün yarıyıl tatilinin son iş günüydü. Yani Pazartesi Nemo okula gidemeyecek. Eskiden olsa buna sevinirdi ama çocuk herşey normale dönsün, o evine dönsün, okuluna gitsin istiyor. Ama babası doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-32270182782038612322013-02-07T02:04:00.000+02:002013-02-08T13:48:54.021+02:00
Gazetelerde ve gazetelerin web sitelerinde gördüğünüz haberlere gözü kapalı inanılmayacağını biliyorsunuzdur, ama bu kez daha başka, çünkü bu kez siz, bu blogu en başından okuyanlar, işin aslını tüm detayıyla biliyorsunuz! Belki son birkaç haftayı değil, ama o kısmını da şimdi anlatırım.
Yargıtay Nemo'nun velayetinin babasına verildiği kararı onayladı. Karar değerlendirmesinedoryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-83408714267272198232013-01-28T01:16:00.001+02:002013-01-28T01:16:49.680+02:00
Hani bir deyiş vardır, hayatının altüst olmasından korkma, altının üstünden daha iyi olmadığını nereden biliyorsun... Benimki yine tepetaklak.
doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-25924056507541685522012-12-10T23:29:00.001+02:002012-12-10T23:29:53.692+02:00Haftasonu İzni
Noel yaklaşıyor diye herhalde, son ay en çok "Lebkuchen" başlıklı yazıma girilmiş. Yalnız ikinci sırada niye "Ahşap boyama anıları" var, ona bir anlam uyduramadım. Bunca zaman sonra nereden aklıma geldi, ne dürttü de blogger'a girdim onu da bilmiyorum. Zamanıymış herhalde...
Ağustosta annemin yanına gittiğinden beri Nemo'yla ayda bir 1 saat görüşüyorduk. Geçen haftasonu, uzun bir doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-18913043159174292122012-09-02T19:44:00.000+03:002012-09-02T19:44:49.910+03:00Anneanne Günleri
Raporlarda Nemo'nun annesiyle kalmak istediği, babasına çok öfkeli olduğu, kesinlikle onunla ve babaannesiyle kalmak istemediği, annesiyle kalamayacaksa anneannesiyle de kalabileceği, yurtta kalmasının ise çok sakıncalı olduğu açıkça belli oldu. Bunun üzerine hakim Nemo'nun devlet bakımında kalmasına ve anneannesinin koruyucu aile olarak atanmasına karar verdi. nasıl mantık ama...
doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-73778648910187468852012-07-21T23:16:00.001+03:002012-07-21T23:16:50.820+03:00Gel de pozitif kal!
Geçen yazıda bahsettiğim pozitif titreşim halinde kalamadık. O zaten iki haftalık bir dibe vurma halinden sonraki geçici iyiye gittiğini zannetme döneminde yazılmıştı ki zaten iki gün sonra yazılamazdı, çünkü öncesi dip değilmiş, daha dibe de gidilebiliyormuş.
Peki şimdi niye yazıyorum? Sanırım, paylaşınca ve destek alınca daha iyi hissedeceğim bir duygu durumuna geçtim... Yalnız başından doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-70481387085426700452012-06-19T20:46:00.002+03:002012-07-21T23:17:19.166+03:00Mutluluk Kurabiyeleri
Başından beri takip edenler ya da arada rastlayıp bu işin başını merak ederek dönüp eskileri okuyanlar hatırlayacak, en mutsuz, en umutsuz zamanlarda, ben her şey yolundayMIŞ gibi yapmak üzere başladıydım bu bloga. Normal anneler/kadınlar gibi yemek denemeleri, seyahat izlenimleri, yün örme maceralarından filan bahsetmekti niyetim. Öyle de gitti bir süre, ama sonra dayanamayıp Nemo'dan doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-27767672745776549282012-04-30T23:33:00.000+03:002012-07-21T23:17:44.921+03:00Korkunun Ecele Faydası Yok
Evet, zor günler geçiriyoruz. Yazmak, onları yazarken bir daha yaşamak içimden gelmedi.
Üstelik muhtemelen Mammut blogu buldu. Birkaç yazıma bırakılan terbiyesiz yorumların uslübu tam onun elinden çıkmış gibi. Dolayısıyla hiçten yazasım gelmedi.
Bana e-posta adresimden yazıp soran birkaç okuruma kısaca bahsettim olan bitenden, o kadar.
Ama bugün nedense kısa bir özet yazıp bu bölümün sonunu doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-9955099940065910382012-01-14T18:37:00.003+02:002012-07-21T23:18:28.900+03:00Karlar Yağar
Sabahki sulu kar, öğlen gerçek kara döndü; kar taneleri gökyüzünden iri yumuşak pamuklar gibi salınarak düştü. Tembel bir haftasonu için mükemmel bir hava. Nemoyla akşamüstü sinemaya gitsek mi diye konuştuk, ama dışarı çıkmak o kadar uzak bir fikir gibi geldi ki, onu bile yarına bıraktık. Shrek zaten kursta. Kurs Bayramoğlu'nda, yani şehrin öbür ucunda olduğu ve Cuma akşam trafiğinde eve gelmesidoryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-943256031142577692011-12-10T16:55:00.005+02:002012-07-21T23:19:06.714+03:00İyi Şeyler De Var
Tamam, o kadar da kötü değil herşey... Yazacak güzel şeyler de var. Belki dün gece haftanın yorgunluğu, duruşma stresi, hepsi üstüste geldi, dünya kapkaranlık göründü, ama gece Nemo'la bir film seyrettik, ben bir yandan (yıllar sonra yeniden) yün ördüm; sabah güneşli bir kış gününe uyandığımda, dünya o kadar da umutsuz bir yer değildi.
Mesela bir haftasonu gittiğimiz Yedigöllergezisi... Buuzzz doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-79748944437082566462011-12-09T23:03:00.002+02:002012-07-21T23:20:00.395+03:00
Yazmayalı çok oldu yine...
Öncelikle zamansızlık, yorgunluk... Ofiste üç projeyle uğraşıyorken beş yenisinin gelmesi... Her gün 10 saat işte kalıp, kafamı bile kaldırmadan çalışıp yine de yetişememek... Sabaha karşı kendimi uyanık ve zihnimde kendi kendime konuşurken bulup sanki hiç uyumamış gibi kalkmak...
Birkaç haftasonu bu yaşam tarzına mecbur olmamak, özgürlüğümü satın almak için evi doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-33388886488489213282011-10-07T22:08:00.003+03:002012-07-21T23:20:39.497+03:00En İyi Hikayeler
Nemo okul zamanı en geç 23'te yatma kuralına uyuyor. Aslında 22'de yatağa gidip kitap okuyacak, 23'te ışık kapanacak diye konuşmuştuk ama o zaten hemen hemen evdeki bütün zamanını yatakta, ama kucağında bilgisayarla geçirdiği için yatağa gitme olayı pek benim tasarladığım anlama gelmiyor. Sabah da 7'de kalkıp kahvaltı, 7.45'te evden çıkış, 8'de okul... plan buydu. Ama benim oğlum cep telefonunundoryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-37812889026867765642011-07-26T22:48:00.007+03:002012-07-21T23:23:06.955+03:00Temmuzdan Bu Yana
Temmuz sonunda bir gün "Midilli'de 5 gün tatil yapıp döndük. Ayvalık'tan feribotla 1,5 saat. Cuma gecesi Ayvalık'ta kalıp Cumartesi sabah 9:00'da kalkan feribotla gittik; bir de 18:00 var. Aynı saatlerde de Midilli'den kalkıp Ayvalık'a gelen birer feribot var. Adam başı gidiş-dönüş 35 Euro." deyip kalkmışım yazının başından, kalkış o kalkış...
Tüm detaylarıyla anlatırdım ama 2 ay sonra doryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-16431388.post-8715251514309938322011-07-14T21:57:00.004+03:002011-07-14T22:14:22.693+03:00SofiaBugün Nemo aradı, telefon edilen bir yerden 5 TL'lik konuştuk, içim rahatladı. Erdek'teymiş, babası da oradaymış, her gün kendi giderken onu da spora götürüyormuş. Nemo geçen hafta koşmuş ama bu hafta kaytarıyormuş. Koşuyor bahanesiyle çıkıp beni arayarak vakit öldürüyor demek.. ama olsun, başka türlü de vakit öldürebilir. Karides, bulgur pilavı ve sucuk pişirmeyi öğrenmiş. Süzmebal'ı sordu; "sesdoryhttp://www.blogger.com/profile/02694634250879161029noreply@blogger.com9