16.12.10

"The Notebook"

Koşu bandında iki yürüyüş seansını sıkılmadan geçirmeyi sağlayan bir aşk hikayesi...
Fazla romantik, ama seyretmekten de kendimi alamadım; hatta itiraf ediyorum, son 10 dk gözyaşları içinde yürüdüm. Sanırım ruhumun derinliklerindeki "öyle" seviliyor olmak arzusu yüzünden, daha doğrusu özlemi, ve mümkün olmadığının farkındalığı.
Sonradan farkettim de yönetmeni Nick Cassavetes'miş, John Cassavetes'in oğlu; yaşlı kadını da zaten annesi Gena Rowlands oynuyormuş. Tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım.
Shrek 4 günlüğüne gittiği Romanya'dan gelip 2 günlüğüne İzmir'e gitti. İlginçtir, bir tek o yokken televizyonu açıyorum; o evdeyken aklıma bile gelmiyor. Şimdi de televizyon karşısında, ama kucakta laptop, önce Fatmagül, sonra Türkan, zaman öldürüyorum. Bugün böyle...

4 yorum:

okiokix dedi ki...

birgün tanışsak diyorum o kadar aynı duyguları yaşıyoruz ki...

Berceste dedi ki...

Dorry! Yerde ararken Amerika'daki yorumunla buldum seni :)Uzuuuun suredir kaybetmistim izini, eski bir dosta rastlamak gibi oldu nette :) Yuzum guldu. Bir atki ornegin vardi, yarin ilk is ona gidip bakacagim :) Yasasin!

dory dedi ki...

Kızkardeşlerim:))

okiokix, neden olmasın, tanışalım...

Berceste, atkıyı örersen fotoğrafını koy, ben de göreyim. O kadar kolay ki örmesi, hiç göründüğü gibi değil...

çekmeköy kombi servisi dedi ki...

güzelmiş beğendim.