16.10.08

Nerden Başlasam, Nasıl Anlatsam...

Yok yok, o kadar da zor değil.
Tatil havası beni iki hafta kadar idare etti, sonra da bayram geldi.
Tam bayramdan önce Aile Mahkemesindeki yeni hakim bayram için tedbir kararı verdi, ama birkaç kaynaktan öğrendim ki, Bandırma'da, okula çok yakın bir giriş katı kiralamışlar, kışın orada oturuyorlarmış. İstanbul ve Erdek'teki evleri de giriş katı, çünkü babaanne 120 kg filan, merdiven çıkamıyor. Sonuçta orada olmadıklarını öğrendiğim için gitmedim. Tabii burada iki cümlede anlattığım kadar basit olmadı.
Sonuçta kendimi toplamam için Shrek geçen yaz da gittiğimiz Bodrum Yalıkavak'taki pansiyona gidelim dedi. Havanın çok matah olmayacağı belliydi, ama arkadaşlarımızla olmak, ortam değiştirmek, bol sohbet, bol yemek iyi geldi yine de. Döndüğümüzde dinlenmiş gibiydim, ama bu kez döner dönmez etkisi geçti.
Bir de üstüne hastalandık... Shrek bayramı hasta geçirdi, ben dönünce şifayı kaptım. Geçen Pazartesi sesim kısılmaya, boğazım acımaya başladı; Perşembe günü duruşmada neredeyse sesim çıkmayacaktı. Hoş çıkması da gerekmedi ya, mahkemelerde vekiller konuşuyor. Ama stres kesinlikle beni hasta ediyor.
Duruşmada Yargıtayın bozma kararını kabul ettiğimiz söyledik. Bozma nedeni olan dinlenmemiş iki tanık dinlenecek. Biri Mammut'un yanında çalışan mühendis - o zamanlar birkaç kez görmüşlüğüm var, diğeri Bandırma'da oturan bir kadın - hiç tanımıyorum.
Yeni bir tedbir kararı da var; her ayın 1. ve 3. haftasonu Cuma akşamı 20'den Pazar 14'e kadar. Evet, eskisinden daha kısa. O Cuma 17'den Pazar 22'ye kadardı. Hoş ertesi gün okul var diye 20 gibi bırakıyordum ama olsun. Belli ki bu hakim de sanki velayet babadaymış da ben almaya çalışıyormuşum gibi bakıyor olaya. Belki de karşı tarafın abuk subuk yalanlarla dolu dilekçeleri aklını karıştırdı. Yok, alışamadım bu duruma bir türlü; dosyadaki dünya kadar kanıta, polis tutanaklarına, görgü tanıklarının ifadelerine rağmen gidip yalan dolan iddiaları sanki gerçekmiş gibi bastıra bastıra tekrarlayıp, olmayan bir şeyin hangi kanun maddelerine ve hangi içtihatlara göre ne sonucu olacağını anlatan avukatlara alışamadım. Hiç utanmıyorlar...
Geçen hafta tedbir kararına rağmen öyle güçsüz hissediyordum ki, bir kovuğa girip cenin pozisyonunda ölebilirdim. Belki de tedbir kararı yüzünden. Çünkü yarın öğlen çıkıp annemi de alıp Erdek'e gideceğim yine. Adresi belirsiz, Bandırma'da ve İstanbul'da da evleri var, Cuma okuldan alalım dedik ama hakim kabul etmedi. Mammut'un avukatına sordu, o da aynı adresteler, bir değişiklik yok dedi, oldu bitti. Gidiş saatimiz uymuyor, Yalova üstünden gideceğim ama dönüşte 21.30 feribotuyla gelebiliriz. Umarım Nemo'yla birlikte... Pazar 14'te bırakmak için de 9 gibi çıkmamız lazım yola, çünkü o saatlere uyan ne Bandırma, ne Mudanya feribotu var. Zaten Pazar gününden hiç hayır gelmiyordu, yarım saatte bir "kaç saat kaldı" diye sora sora, yürek parçalayan bir gün geçiriyorduk. Bu da tam züğürt tesellisi. Neşelensin diye oyun merkezlerine gidiyorduk, film seyrediyorduk, ödevlerini yapıyorduk; şimdi sadece bir günümüz var, yani inşallah var.
Dilekçesinde yazdığına göre 4 Eylül'de bana bir e-mail göndermiş, kocamla birlikte olmamak şartıyla oğlumla tatil yapabilirmişim, öyle lütfetmiş. Öyle bir e-mail gelmedi. Aslında belki iyi ki gelmedi demeliyim. Ben kesin yine hastalanırdım. Evet desen başka kötü, hayır desen başka kötü. Böyle hukuk dışı bir tavrı açık açık dilekçesinde yazmaktan da hiç kaçınmıyor...
Ben bu arada araştıra okuya, yakında Medeni Kanun madde 337 avukatı çıkacağım. Araştırırken bir makaleye rastladım. Oradan atıfta bulunulan başka bir makaleye geçtim. Derken o makalenin yazarına (doç.dr, bir üniversitenin hukuk fakültesinin dekan yardımcısı) durumu anlatıp yardımcı olacak kaynak sordum. Daha cevap gelmedi. Genelde hakimler, "hukuk her soruna çözüm olur" tavrındalar. Avukatlar ise daha gerçekçi, ama onlar da artık kanıksamış, en trajik durumlar bir cümleyle ifade ediliveriyor. Bakalım akademik kariyer yapan hukukçular nasıl yaklaşıyor?

5 yorum:

Adsız dedi ki...

yazılarınızı özlemle beklerken keyif dolu anılar umuyor sabırsızlanıyordum. Böyle şeyler yaşamanız yaşamak zorunda kalmanız ne yazık, ama dayanmanızı çok seviyor ve saygı duyuyorum, böyle şeyler henüz başıma gelmedi kimbilir belki yakında yaşabilirim deneyimleriniz bana yol gösterebilir. Dayanın, çünkü haklısınız dayanın kalbim ve dualarım sizinle...Petra

Adsız dedi ki...

MERHABA

tesadüf eseri sayfanızı bulalı 5-6 ay kadar oldu. bir çırpıda okudum yazdıklarınızı ,yaşadıklarınızı. ogün bugündü hep tıklarım bakarım sayfaıza.

durumunuza çok üzüldüm, kararlılığınız sabrınız olaylara bakış açınız mükemmel, umarım herşey yoluna girer. umarım bu kovalamaça biter. umarım kendi hırsı için evladını düşünmeyen acısını görmeyen (baba bile demek gelmiyor içimden ) "şahıs" insafa gelirde herkeslerin yüzü güler.
sevgilerimle

okiokix dedi ki...

en kısa zamanda işallah herşey istediğiniz gibi olur.size kolaylıklar ve sabır diliyorum.diğer tarafada insaf.okşan

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Doryciğim,
Umarım ve dilerim şu an Nemo'yla birliktesinizdir ve şu akla ziyan durum en kısa zamanda sona erer.

Adsız dedi ki...

Hayat bu...
O üç noktayı sonsuz olasılıkla doldurabiliriz,çünkü insanız..Çektiğimiz tüm acılar insana dair,acılarımız özdeş,sevinçlerimiz,hüzünlerimiz,beklenti ve özlemlerimiz de;çünkü insanız,hayat denen tuhaf bir sınavdan geçiyoruz,sabrımızla eşdeğer sınavımızın akibeti..
Kızkardeşim,
Dualarımdasınız.Hayatın değiştirebileceğiniz kısmını değiştirebilmek için güç,değiştiremeyeceğiniz kısmını kabullenmek için sabır,ve ikisini ayırdedebilmek için akıl diliyorum size..Doğduğunuz topraklardan sevgi dolu selamlar ederim..