Dün akşamüstü avukatımı da alıp arabayla Ankara'ya gittik. Shrek kullandı, ben yoruldum... Bolu civarında mola verip akşam yemeği yedik. Et lokantasında Atkins uygulamak çok kolay olduğu için keyfime diyecek yoktu. Akşam 8.30-9 gibi vardık, otelimizi bulduk, odalara çekildik, saati 8'e kurduk, bilgisayarda bir bölüm Kyle XY seyredip uyuduk.
Sabah kahvaltıda avukatla buluştuk. Çırpılmış yumurta, sosis ve peynirden oluşan bol proteinli bir Atkins kahvaltısından sonra taksiye binip Yargıtay'a gittik. Fazla değil, 15 dk kadar bekledikten sonra sıramız geldi. Dar uzun bir odanın bir ucunda 7-8 hakim, diğer ucunda biz. Karşı tarafın vekili olarak çok genç bir avukat hanım salona girip elindeki yazıyı okudu. Annesi çocuğu terketmiştir, anne iki çocuklu evli bir adamla yaşamaktadır gibi şeyler dedi. Mammut yoktu. Bence avukatı özellikle gelmemesini sağlamıştır, çünkü suratına bakınca anlaşılıyor artık ne olduğu. Benim avukatıma sıra geldiğinde o da kısaca durumu özetledi. Bu arada "mahkeme duvarı gibi surat" lafının niye çıktığını sanırım anladım. Hiç renk vermeden, hatta neredeyse başlarını önlerindeki dosyalardan kaldırmadan dinlediler. Sadece bir tanesi dönüp bir süre bana baktı. Avukatım "müvekkilimle aralarında pek çok ceza davası da mevcuttur, müvekkilimi darp etmiştir" dediğinde bir diğer hakim de dönüp bana baktı. Başhakimin yanında bir adam bir yandan sürekli ona birşeyler anlatıyordu. O dosyayı okuyup görüşlerini bildiren raportörmüş. Sonra başhakim benim avukata "tamam avukat bey, siz gidebilirsiniz, biz kararı yazıp göndereceğiz" dedi, biz de çıktık. Otele dönüp birer duş alıp dönüş yoluna koyulduk.
Aslında bu akşam bile kalemden öğrenilebilirmiş kararın ne olduğu, ama ben bakmasını rica edebileceğim arkadaşıma ulaşana kadar akşam oldu, yarın da 23 Nisan yüzünden tatil olduğu için Perşembe'ye kaldı.
Ben Ankara'yı hiç bilmem; 2-3 kez gidip ya aynı gün, ya ertesi gün dönmüşlüğüm var sadece. Babası o sırada geçici görevle İngiltere'ye gittiği için Shrek dedesinin yanında kalıp liseye Ankara'da gitmiş, Deneme Liseli. Devletin temel kurumlarının caddeler boyunca sağlı sollu Cumhuriyet'in ilk yıllarından kalma taş binalarda dizilmesi sağlam, köklü bir devlette yaşıyormuşuz duygusu yaratıyor. Bu artık pek doğru olmasa da, hem binaların hem bu kavramların içi boşaltılmış olsa da binalar öyle güzel ki...
7 yorum:
:) Bu gulumseme yazinin sonu icin.
Dory bende burda seninle bekliycem karari.
Sevgilerimle
Evet ben de bu kararı bekleyenlerdenim, ama sonucun ne olacağını değil,olması gereken güzel haberin artık gecikmeli de olsa verildiğinin duyurulmasını bekliyorum,Ünv. Ankara'da okuduğum için iyi biliyorum o şehri, seviyormuyum bilmiyorum ama galiba insna anılarının bir kısmını yazdığı şehri seviyor en azından öykülerindeki tazleiği koruduğu için, hala benim için bir ööğrenci şehridir Ankara, sinemaya gittiğimiz, uzun uzun yürüdüğümüz, yurdun yangın merdiveine çıkıp sohbet ettiğimiz, kızılay'da kitapçıları gezdiğimiz, parklarınnda oturup ağlaştığımız, gülüştüğümüz bir yer işte... Yüksek taş binaların içinde olup bitenler o zaman bizi ilgilendirmiyordu pek:)
Kalbim seninle bu güzel haberi bekliyor Dory. Sevgiler
Heyecanla mutlu haberi bekliyorum.
Kalbim seninle...
yelda
Tüm iyi dileklerim seninle Dory. İnşallah hayırlı haber ulaşmıştır şu dakikalarda sana.
Allah hiçbir anayı yavrularından ayırmasın.İnşallah en kısa zamanda kavuşursunuz yavrunuza.Dualarımız sizinle
Şu anda mutlu haberi almış ve mutluluktan uçuyor olduğunu düşünüyorum.İnşallah artık bu güzel haberin duyulmuş olduğunu düşünüyorum.Artık yarım kalmış mutluluğuna kovuştuğunu düşünüyorum ve bundan sonrada daha da mutlu olmanı diliyorum...
yüreğim yanında her nekadar birbirimizi tanımasakta.
Sevgiler...
Beklediğin kararın senin için olumlu olması dileklerimle,ben de merakla bekliyorum.
Sevgilerimle,
Gül Göktuna
Yorum Gönder