12.5.07

Beyoğlunda Cumartesi

Tahmin ettiğim gibi, uyumak ve bunu Shrek'e sarılıp yapmak iyi geldi. Sabah keyfim yerinde uyandım. Eve gidip bir duş aldım, saçlarım iyi kurudu, az renkli bir makyaj yaptım, kot pantolon, beyaz tişört, siyah ince mont, siyah babetlerim ve çapraz astığım gri çantamla kendimi çok iyi hissettim. Arabayı Yenievent'e parkedip metroyla Taksim'e gittim, Juno'yla tramvay durağında buluştuk. 50 metre sonra da kocasına rastladık, iyi mi? O da kitapçı dolaşmaya Beyoğlu'na gelmiş. Hep beraber Galatasaray'a kadar yürüdük, önce kocasının işyeri de Galatasaray'da olduğu için öğlenleri gittiği bir esnaf lokantasında karnımızı doyurduk, sonra ayrılıp sergiye gittik. Arkeopera Galatasaray Lisesi'nin yanından aşağı inerken sağ kolda, arkeoloji kitapları çıkaran bir yayınevi; bahsettiğim yerin giriş katı kitapçı, alt katında sanatsal hediyelikler satılıyor, üst katında ise sergiler oluyor. İşte bizim gittiğimiz de bu sergiydi.


Serginin son günü gidip, kapandıktan sonra duyurduğum için çok üzgünüm ama bu isme dikkat edin, başka bir sergisine rastlarsanız kaçırmayın. Bu gece 23.00'te NTV'deki Stil Dünyası programında da ropörtajı yayınlanacakmış. Ben oturdum televisyonun karşısına, ayaklarımı uzatıp kucağımda laptop,hem bunları yazıyorum, hem Kanaltürk'te Politika Durağı'nı dinleyerek saatin 23 olmasını bekliyorum.

Sergi bir yana, Arkeopera o kadar huzurlu, güzel ışıklı bir yer ki, cumartesileri dipteki koltuklarda oturup kitap okumak için de gitmeli; sonra ayıp olmasın diye birini alıp çıkmalı.

Juno'yla buluştuğumuzda saat 12'ydi, sergiden çıktığımızda ise 17. Çok konuştuk, çok güldük, çaylar içtik, çilekler yedik, hayaller kurduk, planlar yaptık.

Dönüşte Taksim'e yürürken gözüme çarpan bir vitrindeki Sünger Bob'lu, Nightmare before Christmas karakterli tişörtler dikkatimi çekti. Nemo o iskeleti çok sevdiydi ya girip ona siyah bir tişört aldım. Çocuk modellerinde o figür yoktu, ben de kadın modellerinin en küçüğünden aldım; yandaki desenin aynısı. Nemo görünce çok sevinecek:)

Mephisto'ya girip anneme de the Secrets kitabını aldım. Filmini seyrettiğimde yeni bir şey söylemediğini yazmıştım; ama Çağla annesine verdiğini ve işe yaramaya başladığını, artık sürekli hastalıklardan, sıkıntılardan bahsetmediğini anlatınca, annem için de faydalı olabileceğini düşündüm. Endişelenmeyi bırakıp olumlu baksa, birazcık da elindekilerin keyfini çıkarmaya baksa, ne güzel olur...

Bu yazıyı yayınladıktan sonra, saat 23 olana kadar blog mu okusam, yoksa ortaya döktüğüm kışlık ayakkabıları kutularla kaldırıp yazlıkları girişteki ayakkabı dolabına yerleştirme işini mi yapsam diye düşünüyorum bir yandan da. En iyisi düşünmeyi bırakıp yapmaya geçeyim ben.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Dory,

Anneler günün kutlu olsun,oğlunla nice mutlu günler,yıllar ve aylar yaşamanız dileğimle,

sevgiler
delfina

dory dedi ki...

teşekkürler delfina,
annem yazlığında tamirat yaptırmaya gitmiş, oğlum da bu haftasonu uzakta diye neredeyse unutacaktım anneler günü olduğunu... Tüm annelere ve çocuklara birlikte güzel günler dilerim ben de
sevgilerimle

Lilium Bosniacum dedi ki...

anneler gününüz kutlu olsun! welcome back! :)

Adsız dedi ki...

Anneler gününüz kutlu olsun..
Yaa ne kadar güzel bir blog yazılarınız süper ve akıcı zevkle okudum bayıldım vallahi...
İzin verirseniz sizi bağlantılarıma eklemek istiyorum.
Her zaman benim blogumada bekliyorum
Ben zaten demir attım artık buraya neyse fazla gevezelik ettim hoşçakalın
http://onurarslan.ifastnet.com

şugibi dedi ki...

anneler gününü kutlamayı en çok hak eden annesin bence.
kutlu, mutlu olsun anneler günün.

ttt dedi ki...

Sevgili Dory, anneler günün kutlu olsun. İnşallah seneye nemocukla birlikte olursunuz.Mamuta bir kez daha sinir oldum.

Adsız dedi ki...

Merhaba ben geldim yine :) blogumu ziyaret ettiğiniz için vede yorum bıraktığınız için teşekkür ederim...
Siz büyüklerimden öğreneceğim çok şey var yardımcı olur musunuz? :)