Sabah yeni kalkmistik ki aradi. "Sen nasil olsa haftasonu da alacaktin, 2 gün icin git-gel olmasin, Persembe-Cuma okula gitmesin, sende kalsin, ben haftasonu alirim" dedi. Ben önce biraz hik-mik ettim, ise gitmem gerekiyor olabilir, toplantilarim vardi, hangilerini iptal edebilirim bilmiyorum, senin isin yoksa ben haftasonu alayim gibi birseyler dedim; o da benim islerim bana bagli dedi, ama sonra alis saatini konusurken ortaya cikti ki aksam 6'da havaalaninda birilerini karsilayacak, demek ki cocukla ilgilenmek yerine yaninda dolastiracak, ben islerimi ayarlar ise gitmem veya cok önemli bir toplantim varsa gider gelirim dedim. Bu kadar basit olmadi tabii. O illa gelip benim evimden almak istiyor, bense ben birakirim diyorum diye; 1 hafta onda - 1 hafta bende formülünü yazili anlaşmaya dönüstürmeyi kabul etmiyorum diye; ve simdi hatirlamadigim cesitli nedenlerle bagristik. O sadece benim yaptiklarimin sonucunda bir seyler yapiyormus, durup dururken degil; dolayisiyla her yaptiginin sorumlusu benmisim... Sevgilinle birlikte (Nemo'yla da birlikte demek istiyor) Akmerkez'de dolasirken görürsem karismam dedi. Hayal gücü bu kadar iste. Aslinda anlatmayi unuttum; gecen Persembe aksami Shrek'le sinemaya gittigimizde önce yanlis salona girdik, tam oturmak üzereyken tam önümüzde Mammut yaninda bir kizla elele oturuyordu (galiba). Tam göremedim, ama sanki aurasini tanidim. Lütfen ciddi bir sey olsun, akli onunla mesgul olsun, lütfen... Neyse, bu ara bilgiydi. Sonucta Cumartesi aksamüstüne kadar bende kalacak diye konustuk. Kapatinca bu haberi Nemo'yla ziplayarak kutladik. Az sonra yine arayip "ödevleri vardi, cantasi bende" dedi, ben de nerdeysen gelip alirim dedim, ofisindeymis. Yarim saat sonra oradaydim, gelmek üzereyim, asagi indirir misin dedim, sen gel yukaridan al, ödevini anlatacagim diye tutturdu. Tutturdu diyorum, cünkü ayni laflari karsilikli birkac kez söyledik. Sonunda homurdanarak indirip verdi cantayi, "biraz cesur ol, bu kadar korkma" dedi bana. 5 dk sonra da arayip bagrindi "Cumartesi degil, Cuma aksami gelip alirim; ben sana fazladan bir gece vermistim, ama sen sana jest yapilinca havaya giriyorsun hemen; hep kendi bildigini dogru zannediyorsun; adam yerine koymuyorsun; yazili anlasma da yapmiyorsun, mahkeme kararini begenmezsem gittigim yer öyle Erdek filan olmayacak, vs..." Ben ne cevap verdigimi hatirlamiyorum; önemi de yok zaten. Yalniz bir ara ben de "o zaman feribot biletini iade etmeyeyim bosuna, aksama Erdek'te sana teslim ederim, Cuma aksami da icrayla gelirim" diye bagiriyordum. Ben de insanim.
Eve gidince cantayi acip ödevlerin ne oldugunu anlamaya calistim. Biraz da yapmaya zorladim, ama baktim, hic havaya girecek gibi degil, cikip Koc Müzesi'ndeki Leonardo DaVinci sergisine gittik. Sonra da Arthur ve Minimoylar filmine gittik. Aksam oluverdi zaten.
Bu gece hic ödev yapasi yok. Salih Memecan'ın Limon ile Zeytin serisini cok sever; onun resimli sudoku kitabini almistik; yarisini bitirdi. Sonra epey önce aldigim bir parmak kuklasi ve tiyatro sahnesi yapma setini ortaya cikardi. Onun bitmesine yakin da Scoobe-doo 2'yi bilmem kacinci kez seyretmeye basladi. Odevleri de yarin yapariz.
Eve gidince cantayi acip ödevlerin ne oldugunu anlamaya calistim. Biraz da yapmaya zorladim, ama baktim, hic havaya girecek gibi degil, cikip Koc Müzesi'ndeki Leonardo DaVinci sergisine gittik. Sonra da Arthur ve Minimoylar filmine gittik. Aksam oluverdi zaten.
Bu gece hic ödev yapasi yok. Salih Memecan'ın Limon ile Zeytin serisini cok sever; onun resimli sudoku kitabini almistik; yarisini bitirdi. Sonra epey önce aldigim bir parmak kuklasi ve tiyatro sahnesi yapma setini ortaya cikardi. Onun bitmesine yakin da Scoobe-doo 2'yi bilmem kacinci kez seyretmeye basladi. Odevleri de yarin yapariz.
5 yorum:
Merhaba Dory, Yazılarını cok seviyorum ve buruk bir bicimde okuyorum. Umarım Nemona kavusursun. 2007 Sağlık, mutluluk ve huzur getirsin herkese... Sevgiler
Dory,
Sabrın ve kararlılığın için seni tekrar tekrar kutluyorum.
Sevgilerimle.
Dory,
Cok zor işin :( Yavrucakta arda kalıp uzuluyor belli, Allah kuvvet versin sana,
Sevgilerimle,
Figen
Dun anneme okuttum bu yazilari. Annemler bizde. Bir ay kalacaklar. Annem avukat. Cildirdi. Cok kizdi. Neler yapilabilecegini, neler yapmak gerektigini, Nemo'yu nasil hemen alabilecegini anlatti, durdu. Butun detayli mahkemeleriyle, dilekce ornekleriyle... Hizini alamadi uzun sure. Insan kiziyor cok. Gereksiz seyler yapan Mammut'a, gereksizliklere, cocuklarin en degerli yaslarinin nasil gereksizce harcandigina.
Bu bilgilerden bir tanesini bile istersen annemle konusabilirsin. Zaten lazim gelen herseyi yaptigini biliyorum da, yine de bunu yazmama engel olamadim kendi kendime. :o) Bakirkoy'de yazihanesi. Iste boyle. Filan, falan. Hem yaziyorum, hem de kadin zaten bunlari biliyordur diye ofkeleniyorum kendime. Dedim ya, tutamiyorum kendimi.
Elif, anneni anliyorum, öyle cok insan ayni tepkileri verdi ki, aralarinda hukukcular da vardi, hicbir sey demeyen bile en azindan davanin bu kadar uzamasinin avukatimin eksikligi oldugunu ima etti... belki haklilar, ama sonra dosyayi incelediklerinde yapilanlarin dogru oldugunu söylediler hep; belki basta hatalar vardi, cok zaman kaybettirdi bana, ama artik yüzdük yüzdük kuyruguna geldik. Yine de annene cok tesekkürler, hatta dory_bagdatcafe@yahoo.com'a bir mesaj atip annenin ofis tel no.sunu birakirsan sevinirim, kim bilir, belki sana gelip blogumu okumasinin bir anlami vardir:)
Yorum Gönder