4.11.06

Yalancinin Mumu

Yataktan cikmak icin bir amaci olmasi lazim insanin. Benim yok. Bugün yok. Bütün haftasonunu yatakta ve uyuyarak, hatta basim yorganin altinda gecirmenin bir yolu yok mu? İlac almadan yok herhalde, onu da istemiyorum. Karayel firtinasinin sesi de en cok yatak odasindan duyuluyor ve beni aglatiyor. Bari kalkip günlügüme neler oldugunu yazayim, belki iyi gelir.
Bugün bu düsüncelerle basladi. Sonra kalkip bilgisayarimi actim. Bir fincan cay yapayim dedim, Relax diye icinde sari kantaron olan bir poset cay buldum cay kutusunda. Sari kantaron St.John's Wort diye de bilinir, hatta eczanelerden bitkisel antidepresan niyetine recetesiz almak mümkün. Bu kadar düsük dozun ise yarayacagini da zannetmiyorum ya... O sirada en eski, en yakin arkadasim aradi, o da kötü hissediyormus; cocuk benim, is onun, parasizlik ortak dert olarak biraz konustuk, iyi geldi. Kendini seven, kendine iyi bakan, kendine iyi gelecek seyleri yapan bir kadin olmak icin hala cok gec degil.
Carsamba aksamüstü fabrikayi su basti. Oglen calisanlari göndermistik zaten. Deponun zemin katinda duran tüm ürünleri de üst raflara aktardiydik. 1997'de iki buyuk sel yasayip bundan kat kat daha fazla zarar gördügümüz icin bize cok korkunc gelmedi, ama aslinda cok kötü tabii. Persembe ofis calisanlarini ise getirmedik. Iscilerin bir kismi gelip temizlige basladi. Pazartesi üretime yeniden baslariz herhalde.
Cuma sabahi ofis disinda iki toplantim vardi. Ara karara göre de Cuma okul cikisindan Pazar aksamina kadar Nemo'yu alma hakkim var (Ara bilgi: okul cikisindan ne demek, okuldan mi alacagim diye avukatima sordum, okul cikisi sonrasindan itibaren demek, okuldan cocuk teslimi olmaz, evden alinir, eve birakilir dedi) . Yenikapi-Bandirma Deniz Otobüsleri seferleri iptal olmus, feribotlar calisiyor. 17.30 deniz otobüsü de iptal yani. 18.30 feribotuyla gecsem varmam 20.30, Erdek 21.00, 21.30 feribotuna yetismem olanaksiz, aksam oralarda kalacagiz, yarin dönüs feribotu 14.30'da, yine bütün gün yollarda gececek, haftasonu da sulu kar var, evden cikmasaniz daha iyi diyor hava durumu. Oglen cikinca ise dönmek yerine annemi de alip yola cikmayi ve karadan gitmeyi, 21.30 feribotuyla Istanbul'a dönmeyi planliyorum.
Hal böyleyken sabah 9 gibi Mammut aradi, özetle "ben Istanbul'dayim, daha yeni döndüm seyahatten zaten, sabah da deniz otobüsü calismadi, Erdek'e aksam gidecegim; önümüzdeki haftasonu ben seyahatte olacagim, bu haftasonu sen alma, haftaya alirsin" dedi. Normal bir insanda bu cok makul olabilecekken Mammut sözkonusu olunca bu olsa olsa bir tuzaktir diye düsünüyor insan. Hele de dün dava dosyasinda gecen ay 20.45'te biraktim diye zabit tutturdugunda annesi ve bir komsusunun verdikleri ifadeyi okuduktan sonra... (Annesinin verdigi ifadeye göre, gecenin 11'inde komsudan dönüyormus, cocugu panik icinde ona dogru itip kosarak uzaklasmisim. Komsu da yani ifadeyi veriyor üstelik. Mammut da ben 2 saat gecikince karakola gitmis, oradan da arkadaslariyla takilmis, 11'den sonra eve dönünce cocugu annesiyle evde bulmus. Yalanciligin, terbiyesizligin bu boyutu beni sasirtmaya hep devam edecek...) Ustelik görmeyeli bir ay olmus, bayramda gidip bulamamisim, istersen git gör deyip Bodrum'da oldugu ortaya cikmis... Ben de "bu haftasonu ben alayim, madem önümüzdeki haftasonu sen yoksun, onda da alirim, ücüncü haftasonu sende kalir" dedim. Bu böyle net, kisa, kolay bir konusma olmadi tabii. Dönüp dolasip ayni seylerin söylendigi bir yarim saat sonunda benim delirip "yeter be" diye bagirarak kapattigim konusma oldu. Oglen tekrar aradi, "sen dengeni kaybettigin icin karara baglayamadik, sen gidiyor musun simdi?" dedi. Ben gittigimi söyleyince de "iyi o zaman ben daha gec giderim belki" dedi, sakin bir sekilde kapattik.
Ben annemi alip yola ciktigimda saat 13.30'du. Firtinadan korkup Pendik-Yalova veya Eskihisar-Topcular feribotlarina da binmedim, körfezi döndüm. Yol git git bitmedi tabii. Bir yandan yagmur, bir yandan yavas yavas ortalik karariyor; yine de insana farkli bir kuvvet geliyor sanki, 18.30'da Erdek'e vardim. Icra müdürü, ögretmen, ve taksi söförünü alip gittik, ev kapi duvar... Bayramda umutlu gitmedigim icin hayalkirikligi büyük degildi ama bu kez kötü oldu. Mammut'u aradim, telesekreteri acti, "ben geldim, annenle Nemo yoklar, bilgi verir misin lütfen" diye mesaj biraktim. İcra müdürüne de sordum, yarin sabah bir kez daha gelip deneyebilir miyiz diye, olmaz dedi, icra emri süreli evrakmis, bize siz geri dönün dedi, evde bulamadik diye zabit tuttu. Biz de annemle Bandirma'ya döndük, feribot biletimizi aldik, bekleme salonu da kapaliymis ama cay ocaginda oturup isindik, yasli bir ciftle tanisip sohbet ettik, ben hatta yünümü cikarip kendime terapi uygulamaya baslamistim bile. Saat 21.30'a gelmek ve biz feribota binmek üzereyken Mammut aradi. "Beni aramissin" diyor. "Telesekreterine mesaj biraktim ya, annenle Nemo evde degillerdi" dedim, cevap olarak da bunlari dinledim: "ne yani, sen Nemo'yu okuldan almadin mi? ben senin yaninda zannediyordum, oglum benimle konusmak istedi de ondan aradin zannettim, ben de sen okuldan alacaksin diye anneme keyfine bakmasini, Nemo'yu beklemesine gerek olmadigini söylemistim; cocuga da annen seni okuldan alacak, haftasonunu annenle gecireceksin demistim, simdi kötü oldu " Yalan oldugunu bilmeme ragme canimi acitacak ne varsa söyledi yani. Cocuga annen seni alacak demis olsa bu sabah "bu haftasonu sen alma, benimle kalsin" der mi insan? Veya cocuk servisle eve döndügünde onu karsilayan babaanne arayip ogluna haber vermez mi? Bagrismaya basladik tabii. Sonunda annesini arayip ne oldugunu ögrenme asamasina gecebildik. Tekrar aradiginda feribottaydik, "su anda evdeler, istersen git al" diyordu. Icrayla gittigim icin ben cocugun psikolojisini düsünmeyen kötü anne. Ayrica hakimin verecegi karari begenmezse, öyle ayda bir gün görüsme hakki filan verirse tarih tekerrür edermis, bu sefer kendini de bulamazmisim, cocuk 12 yasina gelene kadar kayiplara karisirlarmis, altyapi calismalarini 2 aya kadar tamamliyormus.
Düzenli görme hakkini elde edince bu düzeni bozacak, isler yoluna giriyor gibi hissetmeye baslayinca tekrar aci cektirecek yeni yollar bulacagini biliyordum zaten. Aynen psikologun söyledigi gibi, "o negatif enerjiden besleniyor ve siz onun gözünde müebbet cezalisiniz, rahatlamis veya duruma alismis veya kabullenmis olun, artik eziyet cekmiyor oldugunuzu düsünürse yeni yollar arayacaktir".

7 yorum:

epsilon dedi ki...

yazınızı resmen nefes nefese okudum.Sanki bir roman okuyormuşçasına.Keşke sadece öyle olsaydı.İnanamıyorum erkekler nasıl bu kadar düşüncesiz olabiliyorlar.Sabır dilemekten başka birşey gelmiyor aklıma.Umarım en kısa zamanda Nemo nuza kavuşursunuz..

Adsız dedi ki...

Merhaba,
ben uzun zamandir takip ediyorum sizi;bloglar içinde atlayip ziplarken,sizin hikayenizi okudugum gunden beri...Daha once yorum yazmak istemistim,olmamisti...

Yasadiklarinizi,yasamamak için! bundan 8 sene once oglumu alarak,yurtdisina çiktim ve bir daha da geri donmedim.Oglumun velayeti ben de oldugu halde,benimle kaldigi halde,bosandigim esim ve ailesi,onu benden koparmak,kaçirmak tehdidi,beni anne olarak gormemek..vs...gibi konularla hayati zehir etmeye baslamislardi bana.Eger kalsa idim,zehir edeceklerdi hayati bana.Simdi bunu inkar etselerde!!!O zamanlar oglum 4 yasinda idi,simdi 12 yasina geldi.Bu 8 sene içinde ne babasi ile ne de onun ailesi ile iletisimimiz oldu,kasitli goeusmedim,yeni yeni msn araciligi ile gorusmeye basladik.Vicdan azabi çekiyorum,bunu inkar edemem,oglum babasindan ayri buyudu,onlar torunlarini goremediler falan ama,beni buna zorlamaslardi.Benim için oncelik oglumdu,onlar içinse kendileri,çocugun onlara ait olmasi!Baska turlu basa çikmam imkansizdi.Bu yuzden yaptigim sey için pisman degilim,ogluma daha mutlu,daha guvenli bir gelecek ve en onemlisi, en oz babadan daha oz babalik yapmis bir baba verdigim için(simdiki esim)...Uff aslinda çok karisik hikayem.Belki bir gun ben de bir blog açarsam,yazarim...
Uzuntunuzu paylastigimi,bana nelerden kaçtigimi hatirlattiginizi ve bunun için sukrettigimi yazmaya gelmistim aslinda:(
Umarim adalet bir gun dogru isleme gafletinde bulunur da,oglunuza kavusursunuz...Velayetin neden siz de olmadigini ise anlayamiyorum ama,vardir bir sebebi herhalde,orasi Turkiye ne de olsa,erkek adaletinin isledigi topraklar!!!!...

Sevgiler...

Uzaklardan bir okur...

Asortik Krep dedi ki...

Uzun süredir okuyorum sizi..Sadece çok sabırlı biri olduğunuzu düşünüyorum..Aynı şeyleri bana yapsa ben tehtid ederdim belki onu esas sen göremezsin diye..Ve bunu isteyerek bir neden olmadan yapan birine de normal gözüyle bakmıyorum zaten..Allah yardımcınız olsun.

Ilgaz Gürses dedi ki...

Dory, blogum bir süre kapalı, son yorumunu da bastıramadım o yüzden.
Görüşmek üzere.

maviokyanus dedi ki...

O adam bir gün hic hic hiclesecek...Sen pozitif olan herseyinle ,sevginle ve sevdiklerinle olacaksin ...Zaman aliyor ve canini cok acitiyor farkindayim, burdan seni kucakliyorum.O seni mutsuz etmek istiyor , sense kendin icin mutlu olmakta cabalayacaksin.Kendi kendini sakinlestir ve sahip olduklarini hatirlamaya calis.
Ben bu hafta 16 yil once karisi ile yurt disina yerlesmis bir arkadasimin intihar ettigini haber aldim ve kahroldum.Ben onu mutlu ,cocuklari ve esi ile iyi sanarken.O iyi yürekli,zeki, gamsiz okul arkadasim artik yasamamayi secmisti.O hic aramadi bunca yil.İnsanlar kendinlerine göre daha az sansli bulduklari arkadaslarini aramak istemiyorlar diye düsünmüstüm.Hic görüsmüyorduk, her zaman sadece okul arkadasi idik, ama yinede ben cok cok üzgünüm ...

Hadi yasamina devam et.Agla , bagir , havayi yumrukla, sarki söyle , dinle, dus al,sacini yap,yarina hazirlan.Yasamina ve sevenlerine simsiki tutun, zamanla daha az acitacak...Sevgiler...

dory dedi ki...

Okyanus,
insanlar eş mutsuzluk düzeyinde olmadıklarına inandıklarını (haklı ya da haksız) aramıyorlar diye düşünüyordum ben de. Yani sürekli dert anlatan ben olacaksam aramıyorum doğrusu. "Daha mutlu" görünenler dert dinlememek için mi, beni deşmemek için mi, ne diyeceklerini bilemedikleri, avutmaları gerektiğini sandıkları için mi, yoksa sadece ben aramıyorum diye mi beni aramazlar bilmiyorum. Büyük mutsuzlukların insanı dünyadan kopardığı bir gerçek ama. İyi ki işim var.
Uzaklardan bir okur,
bence iyi yapmışsın, hiç vicdan azabı çekme; keşke ayrılmadan önce ortak pasaport çıkarsaydım oğlumla diye öyle çok hayıflandım ki, mümkün olsa durmaz giderdim buralardan.
Bana destek veren ve yaşadıklarımı paylaşan herkese içten teşekkürler.
Gücümü toplayacağım tabii, hatta biraz topladım, işe geldim bugün. Hem bu akşam 19.00'da Cnbce'de Gilmore Kızları var. Üstelik Shrek de benimle birlikte seyredip kahkahalarla gülüyor.
Nemo'nun neler yaşadığını, neler hissediyor olabileceğini aklıma getirmezsem dayanabiliyorum.

şugibi dedi ki...

dory içtenlikle söylüyorum ki hayranım sana ben.