Susan Miller bu kez yanina bile yaklasamadi. Hani Yengec’leri ask ve romantizm acisindan harika bir ay bekliyordu. Hani 21 Kasim’da Günes ile Jüpiter Akrep burcunda bulusacak, bu günü yilin en sansli günü yapacakti. Ask ayaklarimi yerden kesecekti. Oysa ben beklentiler denizinde boguldum. Ben özellikle bir adim atmayinca, ben yaklasmaya calismayinca uzak mi kalacagiz? O simdi kendince caba gösterdigini, adim attigini düsünüyordur, ama öyle olmuyor iste, bu kadar ayri düstükten sonra oradan baslanmiyor. Uzaklarda özlemisken, kosa kosa sevgilinin kollarina atilmaya hazir dönmüsken buz gibi karsilaninca; hadi omzunu ödünc vermedi aglaman icin, ama en azindan sesini cikarmadi, daha cok üstüne gelmedi diye kendini avutup, seyahati ertelendi diye sevinmisken, günün özeti “onun aglama hakki doldu” ise, en ihtiyacin olan zamanda bir sarilmayi bile esirgiyorsa (ya da özellikle ihtiyacin oldugunu bildigi icin), uykunun sicakliginda bulusup yeni güne tamir olmus uyanma sansini bile vermiyorsa, insan mutlak yalnizligini hatirliyor. “erkekler öküz” deyip gecemiyorum da. Hemen hepsi öyle de, bu öküzlükten degil sanki. Ruh esi diye bir sey mümkün olmadigindan. Hatta belki kendi dünyasinda en az benim kadar kirilgan oldugundan. Simdi kimbilir ona sorsan neler anlatacak, kimbilir neler hissetti, neler hissediyor, neler düşündü, neler düşünüyor; kendi dünyasinda. En “hep yaninda” olan bile ruhunun kapilarini acmiyor iste. Sen istedigin kadar sirt sirta vermis, dünya bir yana “siz” bir yana oldugunuzu hayal et. Onun adina mazeretler bulduguma göre kizginligim gecmis. Ama ben aramayacagim. Bu aksam da sehir disinda. Bana kalsa tek basima evde oturur kendime acirdim, ama dün Rezan ugradiginda, Shrek'in seyahatte olacagini ögrendiginde tiyatroya cagirdi, kendine alirken bir fazla bilet almis.
O da hakli. Hic eglenceli degilim. Kim istemez ki, söyle kadin gibi bir kadin olsun, onu evde güleryüzle karsilasin, neseyle konussun, yemek hazirlasin, sofra kursun, cay koysun, sonra cilve yapsin, sokulsun. O da hakli.
Olumlu bakmami kolaylastirsin diye suraya birlikte cekilmis bir fotografimizi yüzlerimizi göstermeyecek sekilde kirpip koyayim dedim, resim dosyalarimi karistirdim. En son birlikte özel bir sey yapisimiz Eylül'deki Karaburun seyahati, onda da birlikte resmimiz bile yok, birbirimizi cekmisiz ama. Ondan önceki ilk olay da Nisan'daki Izmir seyahati. Seyahat disinda birlikte son yemege cikisimiz galiba Nisan'daki Pars Restorani, o da arkadasinin Istanbul'a gelisi bahanesiyle. Parasizligi, daha dogrusu borclari bahane ediyoruz ama bir arkadas ziyareti yapmamaya, Bogazda bir cay icmemeye, bir fotograf sergisi gezmemeye de bahane degil ya. Ay ay, Parkorman'daki Blues Brothers Band konserine bilet aldiydi, ona gittiydik, simdi aklima geldi. Elele bir fotograf arayarak arsivi geriye dogru tariyorum. Sarikamis'ta yok. Innsbruck'ta buldum bir tane, ama ben iki elimle onun eline yapismisim, bu uygun degil. 2005 Haziran'indaki Yunanistan seyahatinde buldum bir tane, ama onun eli bosta, ben koluna girmisim gibi, bu da olmaz. Viyana'da elimizde bira bardaklariyla poz vermisiz. Hah, 2005'e girdigimiz yilbasinda kolunu omzuma atmis, hayatlarimiz misali parmaklarimizi birbirine gecirmisiz, bu olur. Ne kadar da genc duruyoruz.. Bu kadar yorgun degiliz, daha zayifiz, daha güzeliz, o zamanlar herseye ragmen mutluyuz.
14 yorum:
Ben Shrek'in size sahip çıktığını, avuttuğunu, dertlerinizi paylaştığını hiç düşünmemiştim zaten. Sizin hayata karşı bir şekilde direncinizi artırıyor o kadar. Mızıldanan, kırılan, arayıp sormayan, kendi hayatının ritmini bir milim değiştirmeyen... Herneyse. Afedersiniz, bu tür erkeklerden hoşlanmıyorum gerçekten.
ben zaten ailesiyle sizi o kadar cok gec tanistirmasindan isgillenmistim. umarim yaniliyorumdur. salla gitsin shrek i!
beni senin hayatinda en cok uzen oglundan seni uzak tutan sartlar bir turlu kafam almiyor. bloglara encok bagdat cafe icin tikladigimida bilin.
sevgili dory, yazılarını bir solukta okuyorum. Nemo ile hep beraber olacağınız günlerin çok yakında olmasını ümit ediyorum.
Belki sanane diyeceksin ama shrekin tarzı modern ilişkileri sevgileri anlayamıyorum ben, basmıyor benim kafam açıkçası. Bence sevgi koşulsuz şartsız olur, dünya shrekin etrafında dönmüyor.(belki ileri gidiyorum ama affet, "ruh tadilatı" zamanında da çok kızmıştım shreke, çok bencilce ve sorumluluktan kaçmaca gibi gelmişti, tekrar özür)
Dory,
Bence bir de buna üzülecek bir beden ve ruh kalmadı artık sizde. Kendinize yapmayın bunu , oglunuzla gecireceginiz güzel zamanları dusunun ve mutlu olmaya calısın.
Ben de endiseli periye katılıyorum.
Ben ne diyecegimi bilemiyorum. İnsan illaki birseyleri birseylere tercih mi etmeli. neden her sey bir arada guzel olmuyor da, hep cemberi daraltmak zorunda kaliyoruz. Duygularini yormadan, dusuncelerini bozmaadan ve en onemlisi kendini kaybetmeden bir durus alman dilegi ile
Doryciğim,
Sürekli siteni takip ediyorum. sadece üzülmemeni söylemek istedim. shrek icin birşey demek istemiyorum çünkü hayatta en kızdıgım sey kırgın oldugum sevgilim hakkında bir sürü kötü şey söylenmesidir. İsterim ki ben kötüyken herkes güzel ve tatlı seyler soylesin onun hakkındaki bende daha sağlıklı ve dengeli bir karar verebileyim..diyeceğim iyi ve güzel günleri unutma:) böylece daha sağlıklı düşünebilirsin...sevgiler..fidan
Tamam hanimlar, düzeldim.
Zaten dün sabah ben bu yaziyla icimi döktükten sonra o hicbir sey olmamis gibi aradi. Önce günlük seylerden konustuk, sonra ben biraz ne hissettigimi anlattim, normale döndük.
Bugün yorumlarinizi görünce (bir kismina hak vermekle birlikte) onu sikayet etmis gibi oldugumu fark ettim ve onu savunma duygusuyla doldum.
Gerci endiseli periye ben de katiliyorum; ben de isterdim tabii, hayata karsi daha saglam dursun, hep yaninda olacagim desin, gidip evleniyoruz ve bundan böyle hep birlikte yasiyoruz, bizim evimizde, bizim hayatimizda senin ogluna da, benim ogluma da yer var desin... neyse.
Sakin yanlis anlamayin, özre filan hic gerek yok, siz onu salt benim anlattiklarimdan biliyorsunuz ve icinizden gelen yorumu yaparsiniz; surada sanal sanal sohbet ediyoruz ne güzel..
Dönüp yazimi bir daha okudum da, "O da hakli. Hic eglenceli degilim. Kim istemez ki, ... O da hakli" bölümü sanki o bana böyle seyler söylüyormus gibi olmus. Yok valla, hepsi benim yorumum. Aylarca iki karis suratla tv karsisinda örgü ördüm de gik demedi, beni besledi, bakti. Hakkini yemeyeyim.
tamam tamam, affettik enişte beyi:)) Bi daha seni üzmesin ama!!!
Evli de olsanız dediğin gibi erkekler böyle işte. Sen normalden çok daha hassassın (doğal olarak) ama normalden de daha güçlüsün. En iyi ilişki bile düz bir çizgide ilerlemiyor. Şimdi iyi olmana sevindim. Ayrıca örgü bebeklere bayıldım, Nemo çok şanslı bir çocuk.
Aslinda burnumu sokmayi hic istemem baskalarinin iliskilerine. Yine de aklimdan geceni soylemeden edemedim. Sanirim kadinlar bir sekilde daha guclu. Erkeklerse uzuntu durumlarinda ne yapacaklarini bilemiyorlar. Hele de hayatlarindaki kadin agliyorsa ve onlarin elinden bir sey gelmiyorsa (sadece sarilmanin da bir sey oldugunu dusunemiyorlar iste, daha somut bir sey olmali sanki) iyice caresiz hissediyorlar sanirim.
Bu bir savunma sekli degil elbet. Eminim Shrek'in de yapmasi gereken ama yapmadiklari ya da sizin yapmaniz gereken ama yapmadiklariniz vardir. Ben sizin durumunuzu biraz farkli dusunuyorum. En azindan su an icin, hayatinizda cok onemli baska bir acik yara varken diger taraflari hic eselemeden iyi vakit gecirmeye bakin. Insan her sefer bir tek dertle ugrasinca daha az yorulup daha az yaslaniyor sanirim. Umarim her sey istediginiz gibi gelisir.
Halletmenize cok sevindim :)
ben kızmadım enişteye. erkek olmasına verdim. ağlarken omuzunu ödünç vermez çünkü kendisi ağlarken yanlız kalmak ister. kendi düşüncesine göre anlayış göstermiş sana. en olgunu bile çocuk gibi bunların gerçekten ve birşey daha bence işlişkinizin bu hali çok daha iyi. evlilikle başım belada ya şu aralar kimse evlenmesin kampanyası başlatmak istiyorum:) ve çok sevindim herşeyin düzelmesine.
Yorum Gönder