Ne zoruma beta-blogger'a gectiysem... Aslinda biliyorum, rahat batti. Bir de "daha iyisini yaptik, tum blogger'i yavas yavas aktaracagiz" diye yazmislar; ben de gectim. Blog'umu yeni sisteme aktardi google, ama su Turkce karakter isini cozemedim bir turlu. Windows 1234'e aliyorum olmuyor, ISO bilmemkaca aliyorum olmuyor. Hadi yenileri Turkce karaktersiz yaziyorum ama eskileri okunmuyor:(
Bir tuhafligim ustumde zaten. Bugun bir ara linklerde bir tur attim; epeydir bakmadigim yabanci elisi bloglarini bir dolastim, nasıl da yabanci geldiler... Juju'nun Amazon'da satilan boncuk işi, cocuk elisi kitapları yazmis oldugunu, kurs hocaligi yaptigini fark ettim; su aralar ihtiyaci varmis, birkac resmini satisa cikaracakmis. Sonra angry chicken'a baktim; o da cikardigi sapka patronlari için posta siparisi kabul edeceginden bahsediyor. Sonra molly chicken'a baktim; cocuklarin okulu baslasa da elisi projelerime donsem diyor. Bir anda dank etti kafama sanki. Ben ne cocuklarini okula yollayinca oturup dikis diken bir ev kadini, onlara oyuncak oren bir anneyim, ne de hayatimi boyle becerilerimden kazanabilirim. Cocuklu ve neseli bir aile tablosu kurmak icin artik nasil cok gecse, kucuk, zevkli ugraslarla sevimli ve zarif seyler yapmak, ve bunlarla bir deger yaratmak icin de gec. Bu yastan sonra dugun-dogum fotografcisi da olunmaz... Hayir, pisman oldugumdan degil ama guzel sanatlara, mimarliga gitmeye cesaret edemedim iste, o zamanki aklimla gittim muhendislik okudum; grafik tasarimci olarak da para kazanilabilecegini bilemedim iste. Neyse, benim simdi baska hayatlarin hayalini kurarak incik boncukla ugrasma degil, oturup tedarik zinciri, yalin uretim kitaplari filan okuma zamanim.
Gecen kis, ofisteyken gucumu toplar, moralimi ve dolayisiyla enerjimi gun boyunca yuksek tutardim; isten cikip eve dogru giderken de balon gibi soner, kapidan iceri girerken enerjimin son zerresinin bile tukendigini hissederdim; gerisi malum, TV karsisinda depresyon... Yaz zaten hay huyla gecti, hic anlamadim. Simdilerde ise bir tuhaflik var ustumde; is cikisina dogru iyice yorulmama ragmen eve gelip ustume bir t-shirt, bir kot pantolon gecirir gecirmez kendime geliyorum. Henuz bu enerjiyle bir sey yaptigim yok, ama o da olur elbet.
Gecen hafta su benim topraktan girdigim insaat projesindeki dairemi teslim ettiler. Dun de satsin diye bir emlakciyla anlastim ve sozlesme imzalamak icin oglen karsiya gectim. Shrek'in de annesi karsida oturuyor ve tesadufen cok acil annesinden bir seyler almasi gerekti ve onun ugrayacak vakti olmadığı için benden ugramami rica etti! Son 1,5 senedir pratikte ogluyla birlikte olmama ragmen simdiye kadar sadece bir kez telefonda konusmus ve hic gorusmemis olmasaydim bu cok normal bir sey olurdu. Sonucta ben pur heyecan ugradim, ise donecegim icin sadece iki dakikaligina girip koltugun kosesine ilistim, alacagimi alip ciktim. Fotograflari, sesi ve yetistirdigi oglundan tahmin ettigim gibi cok tatli bir hanim. Benim icin "Meryl Streep'in guzeli" demis. 20'li yaslarimda da cok benzetirlerdi beni, sonra 30'larimda benzetmemeye basladilardi, demek 40'larda yine benzemeye basladim. 30'lar benim genc, onun yasli gozukmeye basladigi zamanlardi herhalde. Simdi arayi kapadim herhalde. Ama dert edemeyecegim, cunku herseye ragmen hosuma gitti...
Bir tuhafligim ustumde zaten. Bugun bir ara linklerde bir tur attim; epeydir bakmadigim yabanci elisi bloglarini bir dolastim, nasıl da yabanci geldiler... Juju'nun Amazon'da satilan boncuk işi, cocuk elisi kitapları yazmis oldugunu, kurs hocaligi yaptigini fark ettim; su aralar ihtiyaci varmis, birkac resmini satisa cikaracakmis. Sonra angry chicken'a baktim; o da cikardigi sapka patronlari için posta siparisi kabul edeceginden bahsediyor. Sonra molly chicken'a baktim; cocuklarin okulu baslasa da elisi projelerime donsem diyor. Bir anda dank etti kafama sanki. Ben ne cocuklarini okula yollayinca oturup dikis diken bir ev kadini, onlara oyuncak oren bir anneyim, ne de hayatimi boyle becerilerimden kazanabilirim. Cocuklu ve neseli bir aile tablosu kurmak icin artik nasil cok gecse, kucuk, zevkli ugraslarla sevimli ve zarif seyler yapmak, ve bunlarla bir deger yaratmak icin de gec. Bu yastan sonra dugun-dogum fotografcisi da olunmaz... Hayir, pisman oldugumdan degil ama guzel sanatlara, mimarliga gitmeye cesaret edemedim iste, o zamanki aklimla gittim muhendislik okudum; grafik tasarimci olarak da para kazanilabilecegini bilemedim iste. Neyse, benim simdi baska hayatlarin hayalini kurarak incik boncukla ugrasma degil, oturup tedarik zinciri, yalin uretim kitaplari filan okuma zamanim.
Gecen kis, ofisteyken gucumu toplar, moralimi ve dolayisiyla enerjimi gun boyunca yuksek tutardim; isten cikip eve dogru giderken de balon gibi soner, kapidan iceri girerken enerjimin son zerresinin bile tukendigini hissederdim; gerisi malum, TV karsisinda depresyon... Yaz zaten hay huyla gecti, hic anlamadim. Simdilerde ise bir tuhaflik var ustumde; is cikisina dogru iyice yorulmama ragmen eve gelip ustume bir t-shirt, bir kot pantolon gecirir gecirmez kendime geliyorum. Henuz bu enerjiyle bir sey yaptigim yok, ama o da olur elbet.
Gecen hafta su benim topraktan girdigim insaat projesindeki dairemi teslim ettiler. Dun de satsin diye bir emlakciyla anlastim ve sozlesme imzalamak icin oglen karsiya gectim. Shrek'in de annesi karsida oturuyor ve tesadufen cok acil annesinden bir seyler almasi gerekti ve onun ugrayacak vakti olmadığı için benden ugramami rica etti! Son 1,5 senedir pratikte ogluyla birlikte olmama ragmen simdiye kadar sadece bir kez telefonda konusmus ve hic gorusmemis olmasaydim bu cok normal bir sey olurdu. Sonucta ben pur heyecan ugradim, ise donecegim icin sadece iki dakikaligina girip koltugun kosesine ilistim, alacagimi alip ciktim. Fotograflari, sesi ve yetistirdigi oglundan tahmin ettigim gibi cok tatli bir hanim. Benim icin "Meryl Streep'in guzeli" demis. 20'li yaslarimda da cok benzetirlerdi beni, sonra 30'larimda benzetmemeye basladilardi, demek 40'larda yine benzemeye basladim. 30'lar benim genc, onun yasli gozukmeye basladigi zamanlardi herhalde. Simdi arayi kapadim herhalde. Ama dert edemeyecegim, cunku herseye ragmen hosuma gitti...
3 yorum:
Selamlar,günlüğüne hergün bakanlardan biriyim...ankarada yasıyorum..mimarım..şimdi doktora yapıyorum..o anlattıgın sıfır enerjı halini bu ara hergün yaşıyorum hiçbirşey yapmadan günlerim geçiyor..kurs iş..ev..ama yapılması gereken işlere güç yok ya da eskilerin dediği gibi derman yok:) bunun sebebi yazın çok sıcak geçmesi ve bir anda düşen sıcaklıkmış..diye düşünmek istiyorum..belki sende katılırsın dıye senınle paylaşıyorum...sevgiler..fidan
ergin pansiyon'u çok özlemisim ne güzel geldi!
sagol varol paylastigin için
tijen
fidan'cım, valla benim dermansizligin pek havayla ilgisi yok galiba, daha cok benim havamla baglantili olarak degisiyor:)
tijen'cim, ergin pansiyonu tanidigina cok sevindim (taniyip da sevmemek mumkun degil herhalde), okurken kisacik da olsa oraya goturmeyi basarabildiysem ne mutlu bana.
Yorum Gönder