15.8.06

Gönül Borcu

Blogun adını Zümrüdü Anka Kuşu olarak değiştirse miydim acaba? Öyle hissediyorum da... Neyse, amacımdan sapmayayım. Sadece kötü hissettiğinde, işler kötü gittiğinde kaleme kağıda sarılan ben, artık iyi şeylerin günlüğünü tutmak istediğim için blog camiasına katılmıştım. Sonra işin rengi biraz değişti, hep güllük gülistanlık gidemedi ama hayata bağlanmama hep destek oldu. Mesela dün işyerinde ne yapsam diye düşünmeme, eve giderken salata malzemesi almama, özene bezene salatamı yapıp fotoğrafçılık oynamama neden oldu...

Gerçi Shrek'le salata tanımı üzerinde biraz konuştuk önce, salata adını almasına neden olan nedir diye... Sonuçta "yağın en son ekleniyor olması" kararına vardık. Yani benim rejim yaparkenki zeytinyağlı pişirme usulümün ürünleri de hep salata o zaman. Düdüklü tencerenin dibinde az suyla soğan ve sarmısağı yumuşatıp, üstüne sebzeleri, domatesi koyup pişirdiğimde ve sıcakken üstüne bir kaşık çiğ zeytinyağı gezdirdiğimde yaptığım yemek de aslında salata...



İşte salatanın en has şekli. Bu salatanın pek tarif vermelik bir yanı da yok aslında. Akdeniz yeşillikleri, roka yaprakları, domates dilimleri, kırmızı soğan halkaları, yarıya bölünüp çekirdekleri çıkarılmış kalamata zeytin ve incecik eski kaşar yaprakları; üstüne bir kavanozda çalkalanmış limon-zeytinyağı-tuz-karabiber sosu... Sonra isterseniz üstüne istediğiniz şeyi ekleyip sağlıklı bir ana yemeğe dönüştürün; ızgara tavuk parçaları, somon füme veya haşlanmış kelebek makarna katın; isterseniz bir ana yemeğin yanında sofranızı süsleyin...

Ayrıca benim salatalara gönül borcum var. Nisandan bu yana 10 kg vermemi, yeniden "normal" beden giysilere sığmamı, iki parçalı mayo giyip göbeğimin güneş yüzü görmesini, aldığım iltifatlarla yüzümün gülmesini sağlayan salatalara teşekkürü borç biliyorum. Nemo bile şaşırıp "anne, sen neden hep salata yiyorsun?" demişti:) Zayıflama niyetiyle ana yemek olarak hazırlanan salatalar tabii biraz daha doyurucu olmak zorunda. Mesela yeşilliklerin üstüne domates ve mozzarella dilimleri ile fesleğen yaprakları koyarsanız ve üstüne hardal-sirke-süt-zeytinyağı-tuz-karabiber sosu gezdirirseniz pek havalı, pek İtalyan bir salata ortaya çıkarabilirsiniz... O da bir sonraki yazıya, çünkü blogger bana ikinci fotoğrafı ekletmiyor iki saattir!

Hiç yorum yok: