4.4.06

Kışa Veda

Geçen haftadan beri bir koşturmacadır gidiyor yine. Haftanın soniki gününde toplantım olmadığını fark edince iki günlük izin yazıverdiydim zaten. Perşembe sabahı yine annemle yollara düştük, Nemo'yu okulunda görmeye gittik. Yine çok sevindi, görür görmez koşa zıplaya yanımıza geldi. Tam da sınıftan çıkıp sıra olmuşlar, söyleşi yapmak ve kitaplarını imzalamak üzere okullarına gelen Muzaffer İzgü'yü izlemeye gidiyorlardı. Böyle bir fırsatı kaçırmasını istemediğim için programı bozmadım, biz kafeteryada bekledik, Nemo söyleşiyi izlemeye gitti. Sonunda kitap alıp imzalatılıyormuş, bizimki onu beklemeden bir koşu geldi biter bitmez. Neyse, bu kez rehber öğretmenin odası müsait değildi, kafeteryada oturduk, oynadık, yedik, içtik. Arada bir de İngilizce dersine girdi, diğerlerinden izin aldı. Spor öğretmenine sorduğunda izin almak için rüşvet olarak bir öpücük vermesi gerekmiş:) Bir ara birkaç öğretmen de gelip bizimle oturdu; konu sürekli bizim hikayemize takılıp kalıyor tabii. Bütün hikayeyi özet de olsa dinledikten sonra, öğretmen hanımlardan biri, "yeniden bir araya gelmek isteseniz kabul etmez mi acaba?" dedi. Ben de Mammut'u kandırıp İstanbul'a dönmeleri için kandırmamı teklif ediyor zannettim, "yoo, inandırıcı olmaz, mümkün değil kandıramam" diye cevap veriyorum. O zaman anlaşıldı ki meğer gerçekten dönmeyi kastediyormuş! "Olur mu hiç, tüm olanlardan sonra hiç bir araya gelinir mi, aklım almadığı için sorunuzu bile anlamadım" diyebildim ancak ve şaştım kaldım. Sonunda ayrılık vakti geldi, biz yine yollara düştük. Bu kez akşam Mammut'tan ses seda da çıkmadı.
Cuma sabahı ise Shrek'in haftasonu programı olarak ayarladığı sezonun son kayak gezisi için Kars'a uçtuk. Bizi havaalanında Çamkar Otel'in minibüsü karşıladı. 40-50 dk uzaklığındaki Sarıkamış'a gidip otele yerleştiğimizde saat 15 civarıydı. Liftlerin 16.30'a kadar çalıştığını öğrenince giyinip piste attık kendimizi.
Sarıkamış Cıbıltepe kar kalitesi, sezonun uzunluğu, pistlerin güzelliği ile epey rağbet görürmüş meğer. Şimdilik iki tane otel var, biri 130 yataklı 3 yıldızlı Çamkar, diğeri 320 yataklı 5 yıldızlı Toprak, yanyana telesiyejin dibinde yer alıyorlar. İnşaatı süren 2 otel daha varmış.
Toprak'ın tesis olarak çok şık olmasına rağmen işletmecilikten anlamadıkları söyleniyor, tesisin güzel olduğuna ben de katılıyorum, işletmeyi bilemeyeceğim. Çamkar ise orta halli, iyi niyetli, ama çok sevimli olamayan bir otel. İkram belki çok lezzetli değil ama bol. Fiyatlar hesaplı (kişi başı 65 YTL/gece TP-skipass dahil).
Pistler benim için idealdi gerçekten de. Alışmak için az eğimli ve uzun bir pist olan 1.etap, dozunda zorlanmak ve aşınca başarmış hissetmek için 2. etap ve huysuzluk olarak ortaya çıkan korkumu yenene kadar bana tahammül edip paralele geçmemi sağlayan Shrek faktörleri birleşince ben bu sezonu "ben kayak yapabiliyorum" hissiyle kapatmış oldum.
Tabii oralara kadar gitmişken Kars'tan peynir ve bal almadan dönmek olmaz. Bir saatliğine şehre inip küçük bir tur attık. 78.000 nüfuslu bir şehir Kars. Eskiden hem alan hem nüfus olarak daha büyükmüş ama ilçeleri Ardahan ve Iğdır il olunca küçülmüş. Kars Kalesi'ni gezecek, Ani harabelerine gidecek vaktimiz olmadı; bir dahaki sefere inşallah. Tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanan Ani antik şehri Anadolu'ya İpek Yolu üzerinden girişte ilk konaklama merkezi olduğundan zengin bir ticaret merkeziymiş. Kars'ın içinde de şehir Rusların elindeyken yapılmış çok güzel taş binalar var. Özellikle bu binaların günümüzde resmi kurumlar tarafından kullanılıyor olması çok hoşuma gitti. Her köşede bir başka binayı hayatın içinde görüyorsunuz, biri karakol, diğeri çocuk kütüphanesi, bir başkası kız meslek lisesi.
İşte böyle...
Pazar akşamüstü eve bacak kaslarım tutuk, diz bağlarım sızlar halde döndüm ama değdi doğrusu. Geldik işte yine bu büyük şehrin insanı yutan hengamesinin içine...

12 yorum:

Ilgaz Gürses dedi ki...

Pilleri doldurmuşsun Dory, bu sana epeyce gider artık :)

dory dedi ki...

Haklısın. Öte yandan şimdi fark ettim de, ne kadar da çok gezdim ben bu kış.. Geziden yana şikayet etmeye hiç hakkım yok.

huysuz dedi ki...

incirçekirdeği'be katılıyorum, harika bir şarj (ya da deşarj) olmuş sana bu haftasonu.

KUGUU dedi ki...

Selam.
Makarna kursundan beri hergun baktim. Seni ve Nemo yu merak ettim.
Neyseki meger tatli bir uzaklasma imis yoklugun.
Bu arada ben spor ogretmeninin Nemo'ya izin vermek icin "1 opucuk istemesine" takildim ve cok sevindim. Demek ki tum yasadiklarina karsi pozitif, annesinden aldigi gucu yansitabilen ve cok sevilen bir cocuk diye dusundum ve duygulanarak sevindim.
Hosdondun.

Kuguboynu:))

dory dedi ki...

Doğru, gerçekten de çevresine kendini sevdiren, pozitif bir çocuk Nemo. Ama Müdürün dediğine göre, geçen sene yuvada çok sorunluymuş, hatta önce 5 yaş grubuna almışlar, resimleri hep karalamaymış, hiç arkadaşı yokmuş. Bu sene (ben onu bulduktan sonra) neşesi yerine gelmiş, arkadaşlarıyla oynamaya başlamış. Umarım içinde biriktirmiyordur.

Gün dedi ki...

Nemo ve seni hep mutlu olarak görücez inşallah, bu arada Kars resimlerine bayıldım, bizde fırsat yaratıp gidebilsek..

Doruk dedi ki...

Hava soğuk ama içim ısınıverdi birden, çok sevindim buluşmanıza.

tontontombo dedi ki...

Dory hanım, peynir resimlerini oraya koymakla olmuyor, şööle bi teker peynir yollasan da yesek:))Anlaşıldığı üzere diyetteyim ve açlıktan ölüyorum şu an, o tezgahın arkasına bi tabure çekip otursam, peynirlere şööle bi güzel dalsam.... diye hayallendim şimdi.Nemocuğa öpücükler...

KUGUU dedi ki...

SOBELEDİM SENI:)

Kuguboynu:)

dory dedi ki...

İpekcim, ben de bu aralar pek vakit bulamaz oldum. Birkaç günde bir hızlı bir tur atıveriyorum, o kadar..
Ama Kuguboynu sobelediğine göre otururum başına bilgisayarın artık.

Tijen dedi ki...

ben de kars'a gitmek istiyorum.
aramizda kalsin ama: insallah yazin gidecegim.
yazin nasil olur ki oralar?
güzel olsun lütfen!
hosgeldin dorrrriiiii
tijen

dory dedi ki...

Peynir fotoğrafları Kars Çiftliği'nin Atatürk caddesi üstündeki dükkanından. Sahibi de tekerlekli sandalyede bir bey. Bize "Yazın buralar çok güzel olur, gelin de pikniğe gidelim, mangal yakalım" dedi:)) Hoş yurdumun her köşesinde aynı cümleyi duymak mümkün ama benden iletmesi.