2.11.05

Hersey ters gidiyor

Hersey hersey hersey ters gidiyor. Bu hafta ben bir is seyahati icin Ispanya'da olacaktim. Bir sene oncesinden planlandigi icin bayrama rastladigini farketmemistim. Yoksa zorunlu olan bolumunun pesine "hazir buradayken" bolumunu eklemezdim. Pazartesi gidip Cuma donebilirdim. Boylece herkes bayram tatilinde dinlenirken ben olumune yoruluyor olmazdim. Hem yine Erdeke gidecek vakit kalirdi. Iste icimden boyle sizlanip durdum. Sonuc ne oldu?
Once Pazar gunu havaalaninda vizemin suresinin bittigini farkettim. Hemen biletimi aciga aldirdim. Pazartesi sabahi ilk is konsolosluktan vize randevusu aldim, ama ertesi gune verdiler. Kapisina gidip ayni gune cekmeye calistim, olmadi. Sali sabahi randevu saatimde gittim, ayni gun cevap cikmasi ihtimali cok dusuk, ama deneyelim cevabini aldim. Oglen gittigimde mucize gerceklesmis, vizem gelmisti. Bu arada aksamustu ucaginda yerim OK'lendi. Tamam, hersey yoluna girdi... Havaalaninda check-in sirasinda, ucakta fazla yolcu oldugu icin bana baska bir baglanti onerdiler. Son duraga hem iki saat daha erken varacagim, hem de business class ucacagim. Iste, artik sansim dondu diye dusundum. Sonra ne oldu dersiniz? Aktarma sirasinda bavulum baska bir ucaga binmis. Baska bir ulkede havaalanindan bavulsuz cikmak nasil da tuhaf bir duyguymus boyle... Butun gun ustunde kalmis bluzla uyumak, ne kopuk, ne jole olmadigi icin saclarinin banyodan sonra saman modeline girmesi, sabah yuzune surecek nemlendiricinin olmamasi... Bavulum gece gelmis. Sabah saat sekizde dagitima cikacaklarmis, ilk benim bavulumun teslim edilmesi talimatini vermisler. Iyi, ama saat 9'u geciyor. Oteldeki tum fuar musterileri takim elbiseleriyle metro istasyonuna dogru yola cikti. Ben kot pantalonum ve 24 saattir ustumde olan bluzumla lobideki internet baglantili bilgisayarda bunlari yaziyorum. Bavulum gelecek, ben is goruntusune girecegim ve toplantilarima baslayacagim diye bekliyorum. Ha, bu arada fotograf makinem de bozulmus, acilmiyor... Yukaridaki bana hayati kontrol edemeyecegimi ogretmeye kararli galiba.

2 yorum:

Bezen Hindistan dedi ki...

Ters gidebilecek hersey ters gider diye bir murphy kanunu var ya, tam o olmus basina gelenler. Umarim duzelmistir hersey simdiye.

Bir de Erdek demissin ya, ahh dedim birden. Cocuklugumda her yaz kampa giderdik Erdek'e, o kadar ozledim ki orayi. Gidiyorsan son halini anlatir misin bana biraz. Sahildeki kamu kurumu kamplari hala duruyor mu? (bizimki Makina Kimya'nin kampiydi).

dory dedi ki...

Erdek'e varmadan az önce Kamplar diye bir tabelayla yol ayrıldığına göre kamplar duruyor herhalde. Ben Erdek'te bir tek oğlumun yaşadığı evi, bir de karakolu biliyorum. Çarşının sahilinde çay bahçeleri varmış. Yazlık nüfusu 600.000, kışlık nüfusu 10.000 oluyormuş. Belli ki çok güzel bir yer, ama benim gözüm güzelliklerini pek görmüyor. Zaten Ekim'de üç Cumartesi gittim topu topu. Girişte bir Migros, yanında da Mado var. Mado'yu açan adam da yeni gelmiş İstanbul'dan, biraz hayalkırıklığı ile anlattı. Oralı kadınlar kendi açıyormuş tatlılarını, Bandırma'dan gelenler alıyorlarmış bir tek.