Hikaye yarım kaldı...
Aslında tam da değil, çünkü özü anlaşıldı; anneye şiddet uygulayan, çocuğu tekrar tekrar kaçıran, kendi İstanbul'da olmasına rağmen anneden uzaklaştırmak amacıyla çocuğu başka şehre yerleştiren bir babaya, uzman raporlarının anne yanında kalmasının doğru olduğunu yazmasına rağmen, velayetin verildiğini anlatabildim.
Tabii daha söylenecek çok şey, eksik kalan çok detay var, ama özü bu.
Pazartesi günkü yayın başladıktan sonra yarım saat geçmeden Mammut aradı. Hukuki işlem başlattığını, Erdek Mahkemesinin programda kendi ve oğlu hakkında konuşulmasının durdurulmasına dair karar verdiğini, bunu kanala faxladığını söyledi; soru sormak isteyen avukata da "şu anda kanunsuz yayın yapıyorsunuz, konuşamam" dedi; Melike'ye de "sizinle mahkemede görüşürüz" deyip kapattı. Reklam arasında girilip gelen faxa avukat hanım baktı ve ben yayından çıktım.
Düne kadar kendi kafasındaki hikayeyi anlatmak için can atan, bu ve başka programları arayıp televizyona çıkmaya çalışan adam, nedense beni susturmayı tercih etti. Neyse, siz bu tutarsız, hep kendine yontan kişiliği tanıyorsunuz zaten.
Ben çıktıktan sonra çok az söze devam etmişler isim geçirmeden, ama avukat hanımın uyarısıyla bitirip konu değiştirmişler. (İzlemek isterseniz buraya tıklayın; Cuma günkü kısmı da burada)
Bu yayını durdurma kararı da hukuk sistemimizin halini gösteriyor zaten; kesinleşmiş bir mahkeme kararını yanlış ve yanlı bulduğunu söylemek yasak, yani hukuk hakkında eleştiride bulunmak yine hukuk tarafından yasaklanıyor... Yaşadıklarımızı anlatmak, "devam eden davayı etkilemeye çalışmak"mış (?), o da yasak...
Peki bu da yasak mı? (Geçen hafta Posta'nın Pazar ekinde çıkan haber)
Aslında tam da değil, çünkü özü anlaşıldı; anneye şiddet uygulayan, çocuğu tekrar tekrar kaçıran, kendi İstanbul'da olmasına rağmen anneden uzaklaştırmak amacıyla çocuğu başka şehre yerleştiren bir babaya, uzman raporlarının anne yanında kalmasının doğru olduğunu yazmasına rağmen, velayetin verildiğini anlatabildim.
Tabii daha söylenecek çok şey, eksik kalan çok detay var, ama özü bu.
Pazartesi günkü yayın başladıktan sonra yarım saat geçmeden Mammut aradı. Hukuki işlem başlattığını, Erdek Mahkemesinin programda kendi ve oğlu hakkında konuşulmasının durdurulmasına dair karar verdiğini, bunu kanala faxladığını söyledi; soru sormak isteyen avukata da "şu anda kanunsuz yayın yapıyorsunuz, konuşamam" dedi; Melike'ye de "sizinle mahkemede görüşürüz" deyip kapattı. Reklam arasında girilip gelen faxa avukat hanım baktı ve ben yayından çıktım.
Düne kadar kendi kafasındaki hikayeyi anlatmak için can atan, bu ve başka programları arayıp televizyona çıkmaya çalışan adam, nedense beni susturmayı tercih etti. Neyse, siz bu tutarsız, hep kendine yontan kişiliği tanıyorsunuz zaten.
Ben çıktıktan sonra çok az söze devam etmişler isim geçirmeden, ama avukat hanımın uyarısıyla bitirip konu değiştirmişler. (İzlemek isterseniz buraya tıklayın; Cuma günkü kısmı da burada)
Bu yayını durdurma kararı da hukuk sistemimizin halini gösteriyor zaten; kesinleşmiş bir mahkeme kararını yanlış ve yanlı bulduğunu söylemek yasak, yani hukuk hakkında eleştiride bulunmak yine hukuk tarafından yasaklanıyor... Yaşadıklarımızı anlatmak, "devam eden davayı etkilemeye çalışmak"mış (?), o da yasak...
Peki bu da yasak mı? (Geçen hafta Posta'nın Pazar ekinde çıkan haber)
10 yorum:
Biz anneler olarak sizin anne olarak cabanizi anliyoruz,
google da isminizi aratin fisilti gazetesinde anne olarak ne kadar desteklendiğinizi görün
Umuyorum ki oglunuzu saglikla ve huzurla buyutebileceginiz gunler cok yakindadir..
Ben gözyaşlarıyla izledim videoyu.Zaferi sen kazanacaksın en başından beri inanıyrum buna.Posta gazetesindeki halini herkes görsün anlasın.Sosyal medyada paylaşıyorum hemen...
çok şey yazdım sildim.Sayfanızı çok uzun zamandan beri okumaktayım.Bu sıkıntılar yaşananlar sizin yüzünüzün güleceği biçimde son bulması dileğim..
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1120160&CategoryID=77
Bunu gormussunuzdur sanirim
Herseyi seyrettim, zaten o kadar icten yaziyordun ki seni taniyor gibiydim, takipcilerin ayni sekilde hissetmislerdir. Murat Ercan'in sesini duydugumda tuylerim diken diken oldu. Uzuluyorum cok Teoman icin. Eger okuyorsa bu blogu, Yuzune insan degilsin, baba hic degilsin demek isterim. Hic mi utanma yoktur, cocugunla o darp edilmis halini goren ve bunu goz ardi eden mahkeme makkeme degil!Hukuk sistemine guvenmek mumkun degil. Insan haklari mahkemesine gitmekte o kadar haklisin ki. Hep bu adam bu cocuk buyuyunceyi dusunmuyor mu diye sorardim ama haklisin hasta oldugundan dusunmuyor. Ve sen ne kadar guclu bir kadinsin Irem, ne kadar sakin, asil dimdik durdun programda tum seffafliginla harikaydin!!Teoman annenle gurur duy hep! Teoman sen herseye ragmen cok sansli bir cocuksun. Az kaldi sen birgun babanin karsisinda annenin durdugu kadar guclu bir sekilde duracaksin. Ona en buyuk cezayi da mutlu guzel onsuz bir yasam kurarak vereceksin. Cok da guzel gunler yasayacaksin.Dory facebookta paylasmaktan baska ne yapabiliriz buraya yaz.Bu blogu mu paylasalim? Sesini duymalarini hatalarini duzeltmelerini umuyorum. Sevgiler
Maalesef hiçbir yayını izleyemedim ama netten okuyorum, dory ben şuan nemoyu merak ettim, o nerde, okuluna devam ediyor mu ist da?, yoksa baba mı aldı? allah sana sabır ve güç versin, eminim birilerinin dikkatini çekecek bu durum ve sen nemoya kavuşacaksın.aileden sorumlu bakana taşınabilir mi acaba konu? elimizden ne gelir? link versek twitter vs heryerden?? tombo
Artık kadınlar haklı bile olsa mahkemelerden kazanan olarak çıkamıyorlar ne yazık ki.. İlk zamanlardan beri sizi okuyorum, kadın bakanlığımız var diye bas bas bağıranlar görsün,okusun,başka söyleyecek bir şey bulamıyorum,üzgünüm.
İrem Merhaba,
Okuyorum, mailler gönderiyorum her yere, gazetelere, TV'lere. Olacak biliyorum ama zamanı söyleyemiyorum sana. Kalbim her zaman yanınızda, anne oğul olarak hiç ayrılmayacaksınız, biliyorum bunu. Posta gazetesinde yayınlanan fotoğrafını alıyorum izninle, sayfama koyacağım.
Destekleriniz için çok teşekkürler. Şimdi her zamankinden çok ihtiyacımız var. Ne işe yarayacak bilmiyorum ama ne kadar çok insan gerçeği bilirse, ne kadar dikkat çekebilirsem halimize, o kadar artıyor ümidim.
Yorum Gönder