Gazetelerde ve gazetelerin web sitelerinde gördüğünüz haberlere gözü kapalı inanılmayacağını biliyorsunuzdur, ama bu kez daha başka, çünkü bu kez siz, bu blogu en başından okuyanlar, işin aslını tüm detayıyla biliyorsunuz! Belki son birkaç haftayı değil, ama o kısmını da şimdi anlatırım.
Yargıtay Nemo'nun velayetinin babasına verildiği kararı onayladı. Karar değerlendirmesine gönderdik, yine onayladı. Yani diyorlar ki, çocuğun, babasının götürdüğü pedagoğa söylediklerini dikkate alıp anne de varken söylediklerine baskı altında diyen, anne ve babanın geçmişlerine bakınca açıkça görülmesine rağmen kimin baskıcı ve şiddete meyilli olduğunu görmezden gelen bu karar doğrudur! Yazın başımıza gelenler sırasında yazılan ayrı ayrı bir dolu psikolog raporunda yazılanlara da bakmıyorlar, çünkü onlar velayet kararı verildikten sonra olan gelişmeler! Kararın jet hızıyla çıkması da ayrı...
Karar çıkmış da, icraya bile konmuş, elinde, gösterdiği adrese, gerekirse çilingirle girmeye bile olanak tanıyan bir yazı varmış. Biz bunu annemin komşularından, annem evde olmadığı için çilingirle eve girdiklerini öğrendiğimiz için biliyoruz. Bizim eve de geldiler, ama çilingir aşamasına gelmeden yetiştik.
Bu arada biz de hemen yeni velayet davası açtık. Geçen karardan sonra oluşan bütün delilleri, raporları da verdik; dava sonuna kadar tedbiren anneannede kalmasını istedik. Hem Nemo şiddetle babasına gitmek istemiyor, hem de giderse baskı altında kimbilir neler demek zorunda kalacağını da varın siz düşünün.
Bunlar olunca, annem Şubat tatili için yaptıkları programı hemen başlattı; biz de tedbir çıksın diye uğraşıyoruz.
Pazartesi bir baktım, Sabah'ta çıkan haberde "2 yıldır çocuğu göstermiyormuşum", "çocuğu alıp ortadan kaybolmuşum"!!! Benim ismim açık, onunki kapalı...
Mecburen ben de birkaç gazeteciyle konuştum, ama hikaye o kadar karışık ki, sonuçta çıkan yazılar yanlışlarla dolu oluyor. Ben "2005'te velayet davası açtım, 2009'da bitti, 4 yıl oğlumdan ayrıydım" diyorum, haberde "anne ilk velayeti 2005'te aldı, çocuk uzun süre anneyle kaldı" diye çıkıyor.
Az önce bir baktım, Kanaltürk'teki Neşter programında canlı yayında, anne-baba evli değilse velayet otomatikman annede olmamalı diyor! Güler misin, ağlar mısın? Kendi evlilik dışı çocuğunu kaçırmış, annesinin suratını dağıtmış adam, kanuna rağmen 4 yıl süren velayet davası boyunca çocuğu yanında tutmuş adam bu kanun maddesine muhalefet ediyor! Aslında niye şaşırıyorum ki, tam ona uygun bir hareket...
Yarın www.aylinanne.com 'un Perşembe Anneleri köşesinde konuk olarak ben varım. Siz hikayeyi zaten biliyorsunuz, yeni bir şey yok; birkaç bloga koymadığım fotoğraf ve açık isimlerimiz.
Ah, bu arada hiçbir şey tesadüf değil; yılbaşından beri çalışmıyorum. Dolayısıyla artık pek kurumsal şirketimin adını ve oradaki işimi korumak kaygısıyla adımı saklamak zorunda değilim.
Yargıtay Nemo'nun velayetinin babasına verildiği kararı onayladı. Karar değerlendirmesine gönderdik, yine onayladı. Yani diyorlar ki, çocuğun, babasının götürdüğü pedagoğa söylediklerini dikkate alıp anne de varken söylediklerine baskı altında diyen, anne ve babanın geçmişlerine bakınca açıkça görülmesine rağmen kimin baskıcı ve şiddete meyilli olduğunu görmezden gelen bu karar doğrudur! Yazın başımıza gelenler sırasında yazılan ayrı ayrı bir dolu psikolog raporunda yazılanlara da bakmıyorlar, çünkü onlar velayet kararı verildikten sonra olan gelişmeler! Kararın jet hızıyla çıkması da ayrı...
Karar çıkmış da, icraya bile konmuş, elinde, gösterdiği adrese, gerekirse çilingirle girmeye bile olanak tanıyan bir yazı varmış. Biz bunu annemin komşularından, annem evde olmadığı için çilingirle eve girdiklerini öğrendiğimiz için biliyoruz. Bizim eve de geldiler, ama çilingir aşamasına gelmeden yetiştik.
Bu arada biz de hemen yeni velayet davası açtık. Geçen karardan sonra oluşan bütün delilleri, raporları da verdik; dava sonuna kadar tedbiren anneannede kalmasını istedik. Hem Nemo şiddetle babasına gitmek istemiyor, hem de giderse baskı altında kimbilir neler demek zorunda kalacağını da varın siz düşünün.
Bunlar olunca, annem Şubat tatili için yaptıkları programı hemen başlattı; biz de tedbir çıksın diye uğraşıyoruz.
Pazartesi bir baktım, Sabah'ta çıkan haberde "2 yıldır çocuğu göstermiyormuşum", "çocuğu alıp ortadan kaybolmuşum"!!! Benim ismim açık, onunki kapalı...
Mecburen ben de birkaç gazeteciyle konuştum, ama hikaye o kadar karışık ki, sonuçta çıkan yazılar yanlışlarla dolu oluyor. Ben "2005'te velayet davası açtım, 2009'da bitti, 4 yıl oğlumdan ayrıydım" diyorum, haberde "anne ilk velayeti 2005'te aldı, çocuk uzun süre anneyle kaldı" diye çıkıyor.
Az önce bir baktım, Kanaltürk'teki Neşter programında canlı yayında, anne-baba evli değilse velayet otomatikman annede olmamalı diyor! Güler misin, ağlar mısın? Kendi evlilik dışı çocuğunu kaçırmış, annesinin suratını dağıtmış adam, kanuna rağmen 4 yıl süren velayet davası boyunca çocuğu yanında tutmuş adam bu kanun maddesine muhalefet ediyor! Aslında niye şaşırıyorum ki, tam ona uygun bir hareket...
Yarın www.aylinanne.com 'un Perşembe Anneleri köşesinde konuk olarak ben varım. Siz hikayeyi zaten biliyorsunuz, yeni bir şey yok; birkaç bloga koymadığım fotoğraf ve açık isimlerimiz.
Ah, bu arada hiçbir şey tesadüf değil; yılbaşından beri çalışmıyorum. Dolayısıyla artık pek kurumsal şirketimin adını ve oradaki işimi korumak kaygısıyla adımı saklamak zorunda değilim.
9 yorum:
Haberin yanlı olduğu isimlerden belli zaten. Kasının ismi komple yazılmış, beyefendininki soyadı sadece baş harf mertebesinde.....
Bu ayrıcalık nedense !!!!!!
Bende bu durum işin açısından sıkıntı yaşatır mı diye endişelenmiştim. Neyse en azından herşey ortaya döküldü, rahat rahat paylaşma şansın olur. Bu Polyannacılık işe yarar mı bilmem !!
Umarım Nemo iyidir....
osurtkanrokundan geldim okudum da soklar ıcındeyım hazmedıyorum hıkayeyİ Allah kolaylık versin
dory (gercek adını biliyoruz artık ama olsun, sen dorysin, teo da nemo), keşke birlikte birşeyler yapabilsek bu abuk sabuk davanın artık düzgünm bir şekilde bitmesi için... sen hayatımda tanıdığım en güçlü kadınsın. bunu da atlatacaksın(ız). teoya da sana da anneciğine de dayanma gücü diliyorum.
aylin anneye yorum yazarken, "ben sizi blogdan da takip ediyorum uzun zamandır" diye yazmak istedim ama sonra belki blogu açık etmek istemezsiniz diye vazgeçtim. sonra buraya gelince gördüm ki savaş tüm cepheye yayılmış:)uzun zamandır okumama rağmen bugün ilk defa ses verdim. buraya her geldiğimde iyi bir haber duymak isterdim. her seferinde sizin ne kadar güçlü ve azimli olduğunuzu düşünürdüm. sizin hikayeniz benim açımdan hem bir annenin çocuğu için verdiği mücadele hem de bir hukuk skandalı. süreçteki tüm hakimlerle tek tek görüşüp akıllarından geçenin ne olduğunu öğrenmek isterdim.
bitmedi bu çile hukuk mücadelesi.. yıllardır okuyorum sayfanızı isimler önemli değil bugün dorin olur yarın heidi.. umarım bunları görerek bilerek birileri için yarar olur.. dileğim sende kalması oğluşunun hep bunu istedim zaten..
not: valla ne yalan diyeyim zaman gelir film bile olur.. kızım olmadan asla filmindeki gibi..
guclu olmanizi diliyorum, sabir ve guc diliyorum size, cok buyuk bir mucadele veriyorsunuz, dualarim sizinle. Sakin birakmayin kendinizi.. yazin rahatlayin..Dilerim en kisa surede Nemo annesine kavusur ve hic ayrilmaz. Size bu zulmu yasatanlarin hepsine lanet olsun.
Yazıya link verdim,umarım paylaşarak destek olur herkes..Her şey istediğiniz gibi olsun bir gün, Nemo'ya sevgiler..
Kimliklerinizin artık açık olması benim açımdan farketmez. Sizler mağdur anne-oğulsunuz ve çok uzun zamandır buradan sizinle irtibattayız. Şimdi farkettim çookk uzun zaman olmuş. sizinki büyük bir yük. Ama en azından anne olmanın farklı bir cephesini bize gösterdiniz.
Gazetelere gelince o yanlı haber aynı kişi adı altında yapılmış ve o derece yanlı ki!!!Burayı bilmesem de o yanlılığı görebilirdim. Gazeteye bu yanlılığı ve haber etiğine aykırı davranışlarını eleştirici bir yorum yazdım ama yayınlamamışlar. Yorumlarda bile çok yanlılar. Dualarım sizinle...
Yorum Gönder