9.12.11

Yazmayalı çok oldu yine...

Öncelikle zamansızlık, yorgunluk... Ofiste üç projeyle uğraşıyorken beş yenisinin gelmesi... Her gün 10 saat işte kalıp, kafamı bile kaldırmadan çalışıp yine de yetişememek... Sabaha karşı kendimi uyanık ve zihnimde kendi kendime konuşurken bulup sanki hiç uyumamış gibi kalkmak...

Birkaç haftasonu bu yaşam tarzına mecbur olmamak, özgürlüğümü satın almak için evi satıp kredi borcunu kapattıktan sonra seveceğimiz bir ev arayarak geçti. Bir yandan şimdiki evimizi sevdiğim ve vazgeçmek istemediğimi daha da iyi anlamak, diğer yandan yaşam akıp gidiyor, sen evi değiştirmemek için inat ediyorsun diye kendime kızmak...

Mammut'un açtığı velayet davası devam ediyor. Bayramda Nemo babasına gitmek istemedi. Bayramdan hemen sonra pedagog görüşmesi vardı. Pedagog benimle, Nemo'yla ve anne-baba-çocuk üçlü konuştu. Nemo babasından çekindiğini, onun yanındayken eve ne zaman döneceğinden emin olamadığını, İstanbul'daki hayata alıştığını gayet güzel anlattı. Bu hafta duruşmada pedagog raporunu aldık. Bu kadar yanlı ve yanlışlarla dolu, nasıl babayı hafifletir, anneyi kötü gösteririm diye özellikle düşünülmüş de yazılmış bir rapor olabilir. Hakim rapora ilişkin yorumlarımızı sunmamız için iki hafta süre verdi. Bir sonraki duruşma 26 Ocakta. Hakim orada karar verecekmiş. Nemo da dahil tüm asillerin duruşmaya gelmesini istedi.

Bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum.

Aslında, galiba yazmak istemiyorum...

Hiç yorum yok: