13.7.10

Yenile(n)me Zamanı


Temmuz aslında dinlenme, enerji toplama ayıdır, ama bende biraz farklı, sürekli yorgun geziyorum, ama hayırlı nedenleri var...
Bugün dördüncü ders de bitti. Son turda artık üç kulaçta bir nefes alarak gidip geldim. Daha doğrusu, gittim, ciğerlerim körük gibi inip çıkmayı bırakana dek dinlenip sonra geldim. Hocalarımıza da helal olsun, topu topu dört derste duruşumu, harketlerimi doğru şekle getirdiler. Hareketi bölerek, sadece ayak, sadece nefes, sadece tek taraftan nefes, sonra sadece öbür taraftan nefes, tek kolla kulaç vs. Eller önde, baş aşağıda nefes vererek ayaklar 1-2-3-4-5-6, kol aşağıda kürek, el kalçanın yanına, nefes almak için göğüs dönsün, dirsek havaya, el gevşek, sonra ileri uzan...
Ama anladım ki, çok kısa mesafe/süre yüzebilmem teknik eksikliğime bağlı değilmiş, kondisyon eksikliğime ve nefesimin yetmemesine bağlıymış. Sağ omzumun içinde kas lifleri kıtırt diye ses çıkarıyor ve dersten sonra en çok sağ omzum ağrıyor. Hoş 2-3 gün her tarafım ağrıyor ya, geçecek geçecek, fotoğraftaki gibi yüzeceğim, hiç durmadan 10 tur gidip geleceğim...
Cumartesi Nemo'nun odasını topladım. Marifetmiş gibi anlatmam boşuna değil, çok büyük bir iş başarmış gibi hissediyorum. Gerçi daha tam bitmedi; Ikea'dan bir raf alıp, bionicle robotlarını ve star wars uzay gemilerini oraya dizip kitaplık raflarını kitapları için açacağım; masasının üstü de boşalacak böylece.
Pazar günü ise tv karşısında ütü yaparak geçti. Böylece yok etmeye karar verdiğim koltuğun üstü boşaldı. Bundan böyle, bekleyen ütüler dolabın içinde bekleyecekler. Eski (eskiden hediye gelmiş, hemen hemen hiç kullanılmamış) yatak örtülerini verilmek üzere dolaptan dışarı çıkarınca açılan yerde.
DVD raflarını karşı duvara geçirdim. Shrek onları duvara sabitleyince içini yerleştireceğim. Onlardan açılan yere de yatak odasındaki kitaplılar geçecek.
Antredeki sabit dolabı ve saloon kapısını söküp götürüp, beyaza boyayıp geri takacak adamı da bugün aradım.
Kendimle gurur duyuyorum...
Çocuklar ortalıkta olmayınca böyle şeylere sarıyor işte insan...

2 yorum:

komşuanne dedi ki...

sevgili dory
yazılarınızı devamlı takip eden anneniz sayılabilecek yaşta üç yetişkin evladı olan bir anneyim.annelik mücadelenizde hep kalbim sizleydi çok şükür adalet yerini buldu nihayet velayetide alıp bana ve benim gibi sizi yazılarınızdan izleyip kalben destek verenlere bir oh dedirttiniz.öncelikle bunun içinde sizi tebrik ediyorum.yazınızdan dolaplarınızdaki kullanmadığınız eşyaları (yatak örtülerini)çıkarttığınızı okuyunca aklıma onları verebileceğiniz ve çok makbule geçecek bir aileyi size tanıtmak geldi.tabi bu arada kimseye söz vermediyseniz .bahsettiğim aile şirinevlerde oturan 3 çocuklu (anne 4.ye hamile)baba tekstilde çalışan bazen 3-4ay aylığını alamayan buyüzden ev kirasını veremeyip evden çıkarılan çok zor geçinen evde buzdolapları bile olmayan genç bir aile.bende budurumlarına ramazaniyelik alıp evlerine götürdüğümde tanık oldum ve 2-3 gündür onlar için ne yapabilirim diye hep kafam meşgül hatta birkaçarkadaş ramazan fitre ve zekatlarından onlara 2.elde olsa bu sıcakta kullanmaları için buzdolabı almaya karar verdik.işte böyle sevgili kızım eğer seninde gözden çıkardığın vermek istediğin bir şeylerin varsa ben elimden geldiğince seve seve ulaştırırım.sevgiyle kalın.

dory dedi ki...

Çok sevinirim. Zahmet olmazsa dory_bagdatcafe@yahoo.com adresine bir e-posta atabilir misiniz? Size veya onlara nasıl ulaşacağımı yazabilirseniz, az da olsa bir faydam dokunur.
Sevgiler