25.1.08

Bu haftanın en önemli olayı yeğenimin erkek arkadaşından ayrılmasıydı. Çarşamba akşamı iş çıkışı gidip onu aldım, bizim eve geldik, beraber yemek yedik, Shrek bize çay yaptı, çene çaldık. Sonra erkek arkadaş evine dönünce bizi aradı, biz de kalkıp gittik. 9.30 filandı saat. Eve döndüğümde ise 1'e geliyordu. Hala uykum var.
Her ne kadar mutsuz da olsa, uzun süredir ilişkisini kurtarmaya çalışıyor ama bir gelişme sağlayamıyor da olsa, 2.5 senedir süren bir ilişki kolay bitmiyor elbette. Hele de Prenses kadar duygusal, hayalperest ve başkalarını kendinden çok daha fazla düşünen biriyse... Ama ben bu hayat dersini hayatın bu kadar başındayken (24 yaşında) aldığı için çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Ben bu dersi daha yeni, birkaç sene önce aldım. Ders aynı, ama onun karşısındaki benimki gibi psikopat olmadığı için çirkin, travmatik bir şekilde almadı bu dersi.
Aile yapılarının çok farklı olup tamamen farklı vizyonlarının oluşu;
Birlikte sosyal bir yaşam sürdürememeleri, prensesin arkadaşlarını beğenmemesi, onun zaten sadece kuzenleriyle görüşüyor olması;
Prensesin zevk aldığı, ilgilendiği hiçbir şeyi paylaşmıyor olması; zoraki katılsa da sonradan "bak senin için konsere bile geldim" gibi yorumlar yapması;
Gayet modern, açıkfikirli gibi görünüp ne kadar geleneksel bir düşünce tarzına sahip olduğunun sonradan ortaya çıkması;
Birlikte oldukları süre boyunca maddi olarak da desteklemiş, tüm kaynaklarını seferber etmiş olup şimdi ortak aldıkları veya finanse ettiği herşeyin öbüründe kalması;
bunlar öyle tanıdık ki...
Prenses son zamanlarda zevk aldığı şeyleri yaptığını hayal eder, üstelik bununla da yetinir olmuş. Hayalinde bisikletle dolaştığını, yeni yerlere gittiğini kurup mutlu olmaya başlamış. Ben de Mammut'la son zamanlarımda içimden kendi kendime sohbet etmeye başlamıştım; anlatsam nasıl olsa ya dinlenmeyeceğim, ya da tersleneceğim diye paylaşma ihtiyacında olduğum şeyleri, olanı biteni, ne hissettiğimi iç sesimle, olmayan birine anlatırdım.
Ama benim de hiç yanımda durmasının bile yeteceği bir teyzem, ya da arkadaşım olmadı.
Bu hafta işte çok sıkıldım. Hele bugün birlikte bir çalışma yaparak sunum hazırladığımız bir grubu bağırıp çağırıp azarlamamak için zor tuttum kendimi, içime attım. Şiştim şiştim, içim sıkıştı. Sıcak bir köpük banyosunda yattığımı, güzel, hafif bir caz melodisi dinlediğimi, hatta bir kadeh kırmızı şaraptan yudumlar aldığımı hayal ettim. Geçen hafta bitirmemiz gereken iş bitmedi ama hafta bitti... Çalışmayı göndereceğimiz adamı (yabancı ortağın yurtdışında benim fonksiyonumun bağlı olduğu direktör) da arayıp "bitiremedik, haftaya" dedim ve ofisten çıktım. Allahtan çok efendi bir adam da insana kendini kötü hissettirecek bir şey söylemiyor...
Bugün Shrek evdeydi (haftanın üç günü işe gidiyor, iki gün evde çalışıyor), piyanom akort edildi, keçeleri gevşetildi. Şu aralar akşamları piyano çalmaya heves eder oldum, ama kimi tuşlar takılıyor, kiminden tuhaf sesler çıkıyordu. Gerçi artık piyanomun işi bitmiş; iki gün sonra başka bir tuşunun sıkışmayacağının garantisi yokmuş; mekanizmasını veya tellerini değiştirmeye değmezmiş. Anlaşılan 4 sene önce Mammut'un gazabına uğradığında o kadar para verip yaptırmaya değmezmiş ve tamirci kadın paramı alabilmek için piyanomun çok değerli olduğunu söylemiş. Özellikle sordum, bu hale gelmesi yaşındanmış, yoksa başına gelen olaydan değil. Nedense bunu duymak iyi geldi biraz.
Bugün bir toplantıdayken bizim üretim şefine telefon geldi, çıkıp konuştu, döndüğünde anladık ki kızı aramış, karne müjdesi veriyormuş. Tabii herkes çocuklarının karneleriyle, aldıklarındaki tepkileriyle ilgili birşeyler anlattı, gülüşüldü; ben de katılmış göründüm.
Süzmebal bu öğlen okul çıkışı bize geldi, Almancası kırık, morali de bozuk. Akşam dışarıda yemeğe gittik, yarıyılın bitmesini, yeni bir dönemin başlamasını kutladık. Bu dönem daha çok Almanca çalışacaklarına (baba-oğul) söz verdiler. Daha üçüncü sınıfta kırık alınabileceğini düşünemezdim, şaşırdım. Shrek piyano değil de Almanca dersi aldırsa daha iyi olacak bence. Hoş piyanoya hiç hevesi yok ve sadece derste çalıyor, hiç çalışmıyor. İtiraz da etmiyor ama sırf babası istediği için gittiği çok belli. Shrek de aslında farkında ama düzenli gittiği, çalışma disiplini kazandığı bir alan olsun istiyor. Şimdiki çocuklarsa sadece bilgisayar oyunu oynamak...

4 yorum:

Butterfly dedi ki...

Dory bu hayat dersi bana da çok tanıdık geldi, offf yaa, hassas bir kalbim olduğu için, bunu değiştiremediğim için öyle üzğünüm ki, neyse ki senin gibi bir teyzesi var ona ışık olacak, acılarını yaşasa bile yol gösterip, sarılacak... keşke benim de olsaydı... Keşke...içimde hüzün varken, yazın beni yine çok başka bir gerçekle buluşturdu...
İş yerinde sinirlenmemek için hayal ettiğin köpüklü banyo neyseki gülümsetti beni...
Hep iyi ol!
sevgiyle

endiseliperi dedi ki...

ilişki bitince insan kendini başarısız hissediyor. yani becerememiş, hatalı davranmış gibi. sonra sonra, kötü giden bir ilişkiyi, yaşayacağı bir sürü duygusal çöküntüye rağmen bitirebilmenin büyük güç ve cesaret istediğini anlıyor. dedikleri gibi, "sonu gelmiş aşkları da vurmalı," vurmalı ama sıradan bir intihar süsü de vermemeli. bitsin, gitsin, iyi olacak yeğeniniz.

üniversitedeyken, evli çiftlere karşı daha acımasızdık (her şeye daha acımasız olduğumuz gibi); içinde eşi olmayan hayaller kurduğunu tahmin eder, bu zavalılıkla dalga geçerdik. ikili ilişkiden başlayarak, sosyalleşmenin çok bedeli var ve öylesine de zor ki. hem samimiyeti korumak hem de dengeyi tutturmak için zekayı çalıştırmak gerekiyor ya da hiç zeki olmamak:)

biraz kasvetli oldu bu yorum ama, bağışlayın artık.

sevgiler çok.

dory dedi ki...

ben daha üniversite zamanında eşini bulduğunu zanneden, dediğin cesarete sahip olmadığım için de aslında bitirmem gereken bir ilişkiyi 4 sene nişanlı, 8 sene evli geçirmiş biri olarak çok iyi anladığımı sanıyorum.
biz elele dolaşırken evli çiftler biraraya geldiklerinde kadınlarla erkekler ayrışır, deniz kenarında ayrı gruplar oluşur, öyle sohbet ederlerdi, biz de onlarla alay ederdik. hem paylaşacak birşeyleri kalmamış, hem de hala evliler diye düşünürdük. ama hala sevmem ben öyle büyük gruplarda ayrı düşmeyi. geçen haftasonu bir arkadaşın evindeydik; kadınlar bir kanapeye, erkekler bir diğerine sıkıştı, biz Shrek'le yanyana bir üçüncüsüne. hala böylesi doğru geliyor.

Alphecca dedi ki...

Pınar' da piyanoyu sadece derste çalanlardan oldu bu ara Dory :)

İlk başlarda kızıyordum buna, hatta bırakıl dedim bir ara ama sonra baktım dersten çok mutlu çıkıyor, öğretmeni de durumunda bir gerileme görmüyor

İlla sevmek, bir şeyi hırs yapmak mı diye düşünmeye başladım bu aralar ????

Karar verdim ve Pınar' a müdahele etmeme uygulamasına başladım. İstediği ve sevdiği sürece piyano dersine taşıyacağım. Bence Süzmebal' a sevip sevmediğini anlaması konusunda zaman tanımak gerek :)