Neşeli bir yazı olması gerekirdi, çünkü Nemo cumartesiden beri yanımda. Ama muhtemelen biraz buruk bir yazı olacak, çünkü dün duruşmada Mammut'un bir tanığı dinlendi; annesinin ifadesi talimatla gelmişti. Annesi "evi ve çocuğu terk ettiğimi, ev benim olduğu için kilitleri değiştirip onları eve almadığımı, torununu oğlunun büyüttüğünü, sonra benim oğlumu almak istediğimi, hatta aldığımı, ama torunun (yani Nemo'nun) bu durumdan rahatsız olmaya başladığını ve Erdek'e taşındıklarını, çocuğun onların yanında mutlu olduğunu, benim başka bir adamla yaşadığımı söylediğimi, oğlunun bu yüzden çocuğu vermediğini" söylemiş. Duruşmadaki tanığı ise daha önce ne gördüm, ne adını duydum, Mammut onun halasının torunuymuş. Beni tanımadığını söyledi gerçi, o konuda yalan söylemedi, ama "evini ve çocuğunu terk etti, ben de Mammut'a yardımcı oldum, torunumu götürdüm, arkadaşlık ettiler, başka bir adamla yaşadığını duydum, M oğlunun başka bir baba tarafından büyütülmesini istemediği için vermek istemiyor" dedi. Bu arada ben "evi ve çocuğu terk etti" bölümüne heyecanlanıp ekrandan avukatıma göstererek "beni tanımayan kadın bunu nasıl biliyor olabilir, bu sadece ona söylenen" filan diye fısıldadım ve hakimden sıkı bir azar işittik. Dikkatini dağıttığımız, bunun saygısızlık olduğu, sabahtan beri kaç duruşmaya baktığımızı biliyor muyuz vs. Sesimizi çıkaramadık tabii.
Benim avukatım "ifade duyuma dayalıdır, kabul etmiyoruz" dedi. Karşı taraf daha önce verdiğimiz listedeki diğer tanıkları dinletmek istiyoruz dedi. Bu hakim her seferinde en fazla iki tanık dinlettiği için, her birinin de tebligatı alması, mazereti olması vs derken birkaç duruşma attığı için bu sonsuza kadar sürebilir. Benim avukatım, hepsi aynı şeyleri söyleyecekse dinlemek zaman kaybıdır dedi. Bunun üstüne her bir tanığın ayrı ayrı hangi konuda bilgisi olduğunu bildirmeleri için 20 gün süre verdi. Bir sonraki duruşma tarihi 18 Ekim.
Şimdi dosyadaki tanık ifadelerine karşı dilekçe yazılacak. Onlar tanık listesinin (en fazla oyalayacak şekilde) farklı konularda bilgisi olduğuna dair yalanlar uyduracak. Biz bunların doğru olmadığını, kim oldukları ve neleri bilemeyecekleri konusunda dilekçe vereceğiz. Ama tanık ifadelerini eksik alarak karara bağlarsa Yargıtay tarafından bozulacağından çekinen hakim en az iki tanesini daha dinleyecek. Bu da en iki duruşma daha demek. İlki Ekim olduğuna göre, ikincisi en iyi ihtimalle Ocak 2008. O celse hala tanık dinleneceği için karar bir sonrakine kalacak...
Kısa bir yazı olacakmış, çünkü biz şimdi sitenin havuzuna gideceğiz. Dün duruşmada olduğum, sonra da bir toplantım olduğu için bütün gün anneanneyle evdeydi, kah oyun, kah -ama daha çok- tv seyrederek geçirdi tüm günü. Şimdi içerde havuz kenarına indireceği oyuncaklarını topluyor.
Benim avukatım "ifade duyuma dayalıdır, kabul etmiyoruz" dedi. Karşı taraf daha önce verdiğimiz listedeki diğer tanıkları dinletmek istiyoruz dedi. Bu hakim her seferinde en fazla iki tanık dinlettiği için, her birinin de tebligatı alması, mazereti olması vs derken birkaç duruşma attığı için bu sonsuza kadar sürebilir. Benim avukatım, hepsi aynı şeyleri söyleyecekse dinlemek zaman kaybıdır dedi. Bunun üstüne her bir tanığın ayrı ayrı hangi konuda bilgisi olduğunu bildirmeleri için 20 gün süre verdi. Bir sonraki duruşma tarihi 18 Ekim.
Şimdi dosyadaki tanık ifadelerine karşı dilekçe yazılacak. Onlar tanık listesinin (en fazla oyalayacak şekilde) farklı konularda bilgisi olduğuna dair yalanlar uyduracak. Biz bunların doğru olmadığını, kim oldukları ve neleri bilemeyecekleri konusunda dilekçe vereceğiz. Ama tanık ifadelerini eksik alarak karara bağlarsa Yargıtay tarafından bozulacağından çekinen hakim en az iki tanesini daha dinleyecek. Bu da en iki duruşma daha demek. İlki Ekim olduğuna göre, ikincisi en iyi ihtimalle Ocak 2008. O celse hala tanık dinleneceği için karar bir sonrakine kalacak...
Kısa bir yazı olacakmış, çünkü biz şimdi sitenin havuzuna gideceğiz. Dün duruşmada olduğum, sonra da bir toplantım olduğu için bütün gün anneanneyle evdeydi, kah oyun, kah -ama daha çok- tv seyrederek geçirdi tüm günü. Şimdi içerde havuz kenarına indireceği oyuncaklarını topluyor.
14 yorum:
Bu durusmalar kara mizah gibi... 12 yasina kadar belki de devam...
Mamuta zaten sinirden ölüyorum da, annesine ne oluyor, o da bir anne ve yaşlı başlı kadın yalan söylüyor.Tam türk filmlerindeki kötü karakterler gibi ana oğul.Sen nemocukla keyfine bak, sıkmamya çalış canını.Zaten belli ki onlarla konuştuğunuz dil çok farklı, seni anlamaları mümkün deil. Sevgilerimle
dorycim bu davayı başka şehirde açsaydın canım yaa..hakim niye uzatıyor ki...nasıl anlamaz , bir evlat annesinden ayrı yaşayamaz...bunu nasıl anlamaz yaaa
Nemonun fikrini sorsunlar.Babaanne çocuk annesiyle mutsuz falan dediğinde dönüp çocuğa mutsuz musun diye sorsunlar.
Akıl vermek gibi olacak ama...
Adaletin sağlanmasının gerçek anlamda mümkün olmadığı yaşananlarla açık. Mahkemelerden hak elde edebilmek için başka şeylerin olması gerektiği üzerine filmler dahi yapılmışken, velayet davalarında tuttuğunu koparan bir avukat eminim ki vardır ve lütfen onu bul Dory!...
Karşı tarafın avukatı işi bize göre haksız taraf olsada iyi yapıyor ve onlara karşı onların bir üst boyu lazım sana. Yanlış hatırlamıyorsam daha önce dava ile ilgili yazdığın bir yazıda avukatının hakkında pek iyi düşünememiştim.
Acı ama gerçek şu ki, bu sistem içinde hakkını alabilmek için gerçekten haklı olman değil, haklı olduğunu karar mercilerine inandıracak senaryo gerekiyor.
Oğluşunla güzel zaman geçirmen dileğiyle,
Fatma
tontontombo, bence annesi kötülüğünden değil, onun da aynı oğlu gibi gerçeklik algısı farklı olduğundan ve tabii oğlunu koşulsuz desteklediğinden böyle yapıyor. Yine iyimserlik mi ediyorum?...
delfina, o zamanki adresimin bulunduğu bölge mahkemelerinde açmak zorundayım davayı. Bu kadar süreceğini bilsem en azından Şişli bölgesinde bir ev kiralar, orada açardım, şimdiye çoktan bitmiş olurdu...
öykücü, Nemo'nun yaşı küçük diye fikrini sormuyorlar, ancak bir pedagog görüşü alınabilir; onu da talep ettik mahkemeden ama bir de onun için gecikecek diye çok üstelemiyorum. Tabii bütün bu hesap "velayeti bana verecek, sadece prosedürü tamamlıyor" varsayımı üstüne kurulu. Farklı sonuç çıkacaksa -ama yok canım, esas onu bozar Yargıtay.
Fatma, akıl almaktan hiç gocunmam ki ben... Haklısın, ama önce "köprünün ortasında at değiştirilmez" diye, sonra da "yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, bitmek üzere" düşüncesiyle değiştirmeye girişmedim. Geçen sene değiştirmemiş olmak hataymış, şimdi anlıyorum. Seneye de aynı şeyi söyleyeceğim diye de korkuyorum... Of, bilmiyorum. Bir avukat hanımla tanıştım, gidip baktı dosyaya; karşı taraf daha çok asılıyor, sizin taraf zayıf kalmış diyor. Ben olsam Yargıtay içtihatlarından örnek ve bir MK profesöründen mütalaa koyardım diyor; benimkiyse ters teper, hakimler kızar öyle şeye diyor.
Ya Dory, valla hic sevmem boyle seyi ama ne olur, bi kerecik ara su annemi yaaaa..... Kadin otuz senedir Istanbul'da avukat, tanimadigi insan yok, kocasi yeni emekli hakim. Bir fikirlerini sor yaaaa.... Avukat degistir demiyorum, yanlis anlama. Sadece biz iyi yolda yuruyor muyuz diye sorsan?
Zaten senden bahsetmistim, Elif'in arkadasiyim dersin.
Ay, hic boyle usteleme de gorulmemis! Cok ayip ediyorum ben ama iyi olasiniz istiyorum. :o(
Dory,
Bence Elif haklı, bir dene istersen.
Gerçi avukatın bir konuda doğru söylüyor; profesörden mütalaa alıp dosyaya koymak diye bir usul yoktur, yeni icat edildi ve evet ters teptiği olur.
Ancak, anladığıma göre karşı taraf agresif davrandığı için bazı kazanılmış adımları olmuş. Belki biraz daha atak olunabilir mi?
Bunun için tecrübeli birinin dosyayı görüp fikir vermesi iyi olur.
elifcim, benim de sürekli aklımda ama valla nasıl soracağımı, arayıp ne diyeceğimi bilemedim. dosyanın kalınlığını bir görsen, göz kararı iki parmak filan, hepsinin kopyası da yok bende. gerçi ezbere biliyorum ama.. telefon numarasını verdiğinde kaydetmiştim de.. bütün bunlar "tamam haklısın, arayacağım" demek, ama yüzyüze görüşmeden olmaz, ben arayıp bir randevu alırım annenden.
ısrarın için teşekkürler (bazen harekete geçmem için biraz dürtüklenmem gerekiyor)
Yemin ederim ben orta yerimden catlamak uzerreyim artik. Yahu bu nasil bir duzendir hicmi bir cocuk icin karar verilirtken o cocuga sorulmaz yada bir pedogogla konusulup ortak bir karar alinmaz. yemin ederim sein yerine hic susumadan ciglik atabilirim. Bu adama allah vicdan vermemismi hadi vicdan vermemis beyindemi vermemis. kendi cocuguna ne kadar buyuk bir kotuluk yaptigini ne zaman fark edicek Nemo buyuyup herseyi detayi ile kavrayip yuzune bakmak istemeyincemi.
sistim gene...
Dory, bak ne yapalim:
Ben ayin ikisinde Istanbul'a geliyorum. Sen bize misafirlige gel, hem tanisiriz, hem sen annemle gorusursun. :o)
Tabii daha once de gorusebilirsin de, ben ortam hazirliyorum.
www.elifsavas.com/blog
Bu teklife nasıl nazlanabilirim:) Memnuniyetle!
Önümüzdeki hafta pazartesi-perşembe İtalya'da olacağım ben de zaten (iş gezisinin sırası değil ama mecburum), anneni zaten tam da o tarihlerde arayabilecektim.
Tanışacağımıza çok sevindim:) Zaten tanıyor gibiyiz değil mi?
O zaman ben sana email adresimi yaziyorum, sen de bana email adresini verirsen, baska telefonlar da veririm.
info@elifsavas.com
AAAaa, cok sevindim! Hem de "yuzyuze" tanisacagiz, ne guzel!
Yaaa, aslinda ben bu bloglar sayesinde cok guzel insanlarla tanistim. Keske imkan olsa da, hic olmazsa Istanbul'dakilerle biraraya gelebilsem.
Eskiden insanlar birbirleriyle mektuplasir, senelerce gorusmeden iliskilerini canli tutarlarmis. Biz simdi tersten gidiyoruz: internette tanisip dost oluyoruz. Sanal dunyada kurulan dostluklarla dalgasini gecenlere duyurulur! :o)
www.elifsavas.com/blog
Dory, Dory. Üzüldüm. Önce kızgınlık belirten bir şeyler yazdım buraya, sonra bir işe yaramayacağını düşündüm. Ben de işbitiren/işbilen bir avukat seninki gibi haklı bir davayı çoktan kazanırdı diyeceğim, başka bir şey demeyeceğim.
Olumlu düşüneceğiz, iyi olacak herşey. Hadi Elif'in annesi bi çöz şu işleri.
Yorum Gönder