Gecen hafta ortasindan beri özellikle de isyerinde cok yogun geciyor günler, ve oldukca sikintili. Uzun süredir üzerinde calistigim yeni organizasyon kabul edildi, ama terfisini istedigim iki kisiden sadece biri kabul edildi; digerinin terfisi iletisim problemleri oldugu gerekcesiyle red edildi. Isle ilgili detay vermek istemedigim icin daha fazla anlatmayacagim, ama kisisel olarak haksizliga ugramak degil, haksizliga sahit olmak da yeterince moral bozucu.
Cumartesi aksami holdingin yilsonu balosu vardi. Müdür ve üstü unvanlarin katildigi bir davet bu. Esli bir davet olmasina ragmen, Shrek de bizim sirketten oldugu ve iliskimizi herkes bilmesine karsin resmiyet kazanmamis olmasi nedeniyle tek basima gittim. Zaten iki gün önceki terfi hayal kirikligi nedeniyle kendimi oldukca yabanci hissediyordum, bu duygum iyice pekisti. Ust yönetime "ah, ne kadar da egleniyoruz" gösterisi yapan, eller havada sahneye kosan koca koca insanlar midemi bulandirdi. Erkenden kactim.
Cumartesi annem arayip, karsi komsusu Gönül Abla'nin Pazar günü 11.30'da "kizlar toplantisi" yaptigini, beni de bekledigini, gelebilirsem cok sevinecegini söyledigini haber verdi. Shrek de nasil olsa aksam üstüne kadar ogluyla zaman gecirecegi icin gitmeye karar verdim. Annem 11.30 deyince herhalde gec kalkanlar dikkate alinarak brunch gibi birsey oldugunu düsündüm; hatta "vaktim olsa evde birseyler hazirlayip götürürdüm " diye hayiflandim. Bu eksikligi telafi etmek icin yol üstündeki Pasabahce'ye ugrayip ayakli bir pasta tabagi ve "Beyaz unsuz, sekersiz hamur isleri" adli bir kitap aldim hediye olarak. Ha ha, gittigimde bir de baktim, ortaya Gönül'ün yaptigi takilar ve ördügü yastiklar yayilmis. Annesi ve ablasi da orada. Bir hanim arkadas gelip digeri gidiyor; biraz sohbet ediliyor, caylar kahveler iciliyor; "karamelli kek var, ister misin? diye soruluyor; sonra hanim arkadaslar kendilerine veya yilbasi armagani olarak bir seyler satin aliyorlar. Gerci gayet eglenceli bir sohbet vardi ve Gönül'ün annesini de pek severim. Onlar annemin 40 yillik komsusu. Rivayete göre ben 1-2 yaslarindayken balkondan Sevgi Teyzeyi görünce (annem beni genellikle balkonda mama sandalyesine oturtup ev islerini yapmaya calisirmis) bir elimi gögsüme pat pat vurarak "Gevgi, bu seni istoo" diye bagrinirmisim. Eglenceli kadin ne de olsa... Neyse, hic aklimda yokken, hic ihtiyacim yokken, bu parasizlikta, ayip olmasin diye iki kolye bir anahtarlik alip ciktim sonunda.
Ustüste gelen fiyaskolarin bas agrisiyla eve döndügümde güzel bir Pazar sekerlemesi yaptik, kendimize geldik; ama sonra hemcok gec yattik, hem de bütün gece dönüp durdum. Ne zaman hafta sonu ögle uykusuna yatsam sonra pisman oluyorum zaten.
Sonra hafta hizla basladi. Oyle de devam ediyor. Sene sonundan önce bitirilmesine niyetlenilen tüm isler üstüste; bir yandan da performans görüsmeleri, maas artislari, bilgilendirme toplantilari, yil sonundan önce teslim etmemiz gereken mallar, hepsi bir arada.
Bunca seye ragmen ben yilbasi havasina giremedim. Mammut'u arayip Nemo'yu ne zaman verecegini sormak icin psikolojik olarak uygun zamani bekliyorum. "Bilmiyorum, daha cok var" demeyecegi kadar gec, yol planlamasi yapabilecek kadar erken ani kolluyorum; herhalde Carsamba aksami sormak en uygunu.
Iste böyle.
1 yorum:
Sana iyi ve bol Nemolu ve Shrekli basarili, mutlu, saglikli, sevdiklerinle ve dostlarinla bir yil ve bayram diliyorum.
Yorum Gönder