20.11.06

Uzun Haftasonu

Almanya'da hava bu mevsim icin fazlasiyla iyiydi. Gerci Sali ve Cuma, yani ilk ve son gün yagmur yagdi, ama soguk olmayinca sorun degil. Bu fuar her sene Düsseldorf'da, genellikle 20 Kasim civarinda olur, bu sene biraz erkene almislar. O yüzden ortalik her seneki gibi noel süsleriyle dolmamis, hediyelik ivir zivircilar acilmamis. Isabet, benim de dolasacak vaktim yoktu zaten. Fuar zamani Düsseldorf cok pahali oluyor diye Köln'de kalalim demistik, ama kastimiz odasinda minibari bile olmayan bir Gasthaus'ta kalmak degildi. Ustelik Köln'ün merkezinde bile olmadigi icin trenle gitmeye kalkinca 2 saat sürdü; taksiyle de 1,5 saat. Otelden ettigimiz tasarrufu taksiye harcadik yani. Berbat bir seyahat organizasyonuydu, ama benim aklim bir an önce dönmekte oldugu icin pek umurumda degildi.
Grup Cumartesi dönecekti, ben Cuma'dan yola koyuldum. Niyetim 17.30'daki deniz otobüsüne yetismek. Alanda beklerken Mammut aradi, ben Erdek'teyim, okul cikisi oglani alip Istanbul'a gelecegim, aksam annene birakirim dedi. Hoppala! E iyi.
Getirdi de. Aksam saat 8'de. Hatta geldik diye aradiginda ben iki dakika mesafedeki migrostan cikmak üzereydim.. Ucarak gittim, Nemo pür nese indi arabadan. Hoplaya ziplaya ciktik anneme. Biraz orada oynadik. "Burada mi kalacagiz?" dedi, "yoo" dedim, "buradaki oyuncaklarini özlemissindir diye düsündüm, birazdan eve gideriz". "iyi düsünmüssün" dedi:) "Anane de gelsin mi?" dedim, "gelsin" dedi.
Eve gider gitmez yine oyuna basladik. Zaten bütün Cumartesi de öyle geçti. Geldiginde burnu tikali, biraz genizden konusuyordu; Cumartesi atesi de cikti, baktim 38.2, gidip bir sise izotonik NaCl serum, birkac plastik siringa aldim. Böylece burun temizlemek heyecanli bir hal aldi. Ignesini tapaya takili birakiyorum, siringa kismini ayirip burun deliklerine sikinca mekanik temizlik de yapilmis oluyor. Igneyi görünce önce korktu tabii, ama sonra serum sisesini yatik tutarak yardim etti. Sonrasinda cikan sümügün sari renkli ve koyu kivamli olmasi enfeksiyon oldugunu gösterdi ama antibiyotik vermemek icin tavuk suyuna corba, yatmadan önce sicak banyo gibi yöntemlere basvurdum, bir doz da pulsatilla. Homeopatik ilaclara baslibasina bir yazi ayiririm, simdi konuyu dagitmayayim.
Pazar günü de bol oyunla geciyordu ki öglen Mammut'u aradim, o mu alacak, yoksa ben mi Erdek'e götüreyim diye sordum. "Ayakkabi aldin mi" dedi. Hoppala! "Hayır" dedim, kizgin kizgin "görmedin mi cocugun ayagindaki papuclarin halini" dedi. "Hayir, ama zaten evden cikmadik, dün ateslendi, simdi iyi" dedim. "O zaman bir gün daha kalsin, iyice toparlansin, yarin aksam alirim" dedi:)) Nemo'yla da konustu, detayli rapor aldi, bir ara Nemo gözleri parlayarak "cok iyi fikir baba" dedi, kapatinca da evin icinde dans ettik:) Sonra yine oyun, arada biraz TV, yine oyun, böyle geçti iste. Bir dahaki gelisinde yilbasi süsleri yapmaya ve yilbasi hediyeleri almaya, bir sonrakinde de yilbasini kutlamaya karar verdik. Biz üc kisilik bir aile oldugumuz icin (ananeyle birlikte) iki hediyesi olacakmis, dört kisilik olsaydik üc hediye olurdu diyor.
Ilk iki gece kendi yataginda yatmisti ama Pazar gecesi kitap okuyalim diyerek kitabini alip yanima geldi, sonra da burada uyuyabilir miyim diye sordu, ben elbette deyince de hemen uyudu. Pazartesi öglene kadar yine oyunla gecti. Mammut aradi, bugün son feribot 13'te saniyormus, yok dedim, 19'da da var. 17'de onun isyerine birakacagim diye anlastik. Bütün haftasonu evde gecti, bari son birkac saat degisiklik olsun diye Cevahir'e götürdüm; yolda Kifidis'e ugrayip bir de kislik bot aldik. 33 kücük, 34 biraz büyük geldi ama büyüme payi olarak o kadar büyük olmasi normalmis. Burger King'den tavuklu burger, oyuncakcida bir tur, sonra alttaki oyun parki. Benim balik oglum oyuncak secmekte öyle zorlaniyor ki, oyun parkina zaman kalmayacak deyince ancak hizla önünde durdugu gruptan birini seciverdi. Benim melegim cok erken büyüdü, daha 8'ini doldurmadan sisme oyuncaklara kabul edilme boyunu asti. Yazin da gecmisti ama ben yalan yeminler ederek ikna ediyordum görevli cocuklari, artik olacak gibi degil. Cevahir'den ciktigimizda usul usul gözlerini silmeye basladi. Bir yandan camdan disari bakiyor, göstermemeye calisiyor. Cocugunun üzüldügünü görmekten daha büyük bir üzüntü var mi ki... "Bak, bundan sonra daha iyi olacak" dedim, "nasil olacak ki" dedi. "Bak artik daha cok görüsecegiz, gecen sene sadece ben seni okulda ziyaret edebiliyordum, simdi ne kadar cok zaman gecirebiliyoruz" dedim, ama belki bu daha da zor; her ayrilik bicak gibi saplaniyor insanin sirtina. Sesini cikarmadan, gözyaslarini silerek gitti, boynubükük. Gözümün önünden gitmiyor hali. Onu birakana kadar ben kuyrugu dik tuttum ama simdi de ben tutamiyorum kendimi; durup durup agliyorum. Burger King'in cocuk menüsünden sectigi oyuncagi da arabada kalmis zaten. Aglayinca burnum akiyor, onun burnunu silisim geliyor aklima bir daha agliyorum. Kapagi Shrek'e attim hemen; Gilmore Kizlari'ni seyrettik birlikte, pek konusmadan yemek yedik, kaymakli kayisi tatlisi yapmis. Gec oldu, yatalim dedik, ama o gelene kadar ben dün gece yan yastikta oglumun uyudugunu hatirlayip yine aglamaya basladim, "daha yeterince uykum gelmemis" deyip kalktim, o yatti uyudu. Erkekler aglayan bir kadinin aslinda (aglama nedenlerinin ortadan kalkmasi disinda) biraz sarilinmaya ve yüzünü gömüp aglayacagi bir omuza ihtiyaci oldugunu niye akil etmezler...
Bu gecelik bu kadar. Fotograflari yarin bilgisayarima yükleyince birkac aniyi daha paylasirim.

6 yorum:

Gün dedi ki...

Offf nasıl ağladım okurken Bir anne ''Cocugunun üzüldügünü görmekten daha büyük bir üzüntü var mi ki...'' der başkada bir şey demez...

Adsız dedi ki...

agliyorum bende su an.sadece bunu yazmak istedim.

enne dedi ki...

Bence babası da görüyordur oğlunun üzüntüsünü, farkediyordur mutlaka. Çünkü Nemo büyüyüp bilinçlendikçe bunu daha çok belli ediyor, gerçekten herşey daha iyi olacak yakında.

şugibi dedi ki...

çünkü erkekler öküz.

Adsız dedi ki...

offf, bir gireyim sayfana napiyorsun diye dedim, yine huzunlendim. gozlerimden yaslar geliyor su anda... bu ic acisi, bu ozlem cok zor bir sey. evet, bu arada erkekler hakkaten okuz.

dory dedi ki...

Valla niyetim aglatmak degildi. Bakin benim aglamam gecti, depresyon maskesi gibi bir sey yapisti gerci simdi de, ama biliyorum yarina o da gececek. Evde birlikte yapilacak yilbasi süsleri arastirmam, malzeme listesi cikarmam, gidip onlari almam lazim. Eglenceli bir de parti menüsü kararlamaliyim. Yapacak cok is var cook. Uzmeyin kendinizi, kimseye faydasi yok.