Nerede? O popüler herşeye burun kıvıran, bir şey ne kadar zorsa o kadar değerlidir diyen, uzun, durağan, derin anlamları olan filmlere kombine bilet alan genç kız nerede?!? Madem şimdi en sabun köpüğü romantik komedileri seyrederek, ağzı kulaklarında, keyif içinde, koşu bandında yürüyecek, zoru neydi?!? Niye gençliğini büyük bir ciddiyet içinde çarçur etti?
Bilmiyorum. Herşeyin zamanı var diye geçiştirelim en iyisi...
Ayrıca ciddi olmakla gençliği harcamak arasında, ikisinin de benim gençliğime dair özellikler olmak dışında birbağlantı yok; siz bana bakmayın...
Bu seferki koşu bandı filmi "The Proposal". Başından sonuna eğlenerek iki yürüyüşüme eşlik etti ki, hatta ikincisinde "az kaldı, ha bitti, ha bitecek" derken 1 saat 15 dk yürümeme neden oldu.
Bundan böyle işte böyle... Hayatı hafife alma zamanı, ciddiye alma zamanı değil. Babacığım son yıllarında acıklı, içinde üzüntülü şeyler olan filmlere gitmezdi; hele savaş filmi filan, asla. Mesela Julia&Julia'ya gitmemişti, çok iyi hatırlıyorum. 2.Dünya Savaşı zamanlarında başlıyor, üzüntülü şeyler oluyordur demişti. Çok da rahat, sözde kaygısız bir adamdı ama 71'inde pankreas kanserinden gitti işte...
Benim kendimi eşime endekslemek gibi çok kötü bir huyum var. Nemo'nun bebekliği hariç, her dönem böyle oldu. Seviliyorsam mutlu, birlikte program yapıyorsak meşgul, uyurken sarılışıyorsak huzurlu vs. Mutlaka ortak bir konumuz olmalı, ya bir hobi, ya bir spor dalı, ortak bir ilgi alanı. Bunlar olmadığında, kendimi boşlukta, yapayalnız buluveriyorum. Nereden aklına geldi bunlar derseniz, sanırım tek başıma seyrettiğim filmler yüzünden... Aslında güzel ve onun da seveceği bir filme rastlarsam media player'dan rastgele film seçerken, bunu beraber seyrederiz deyip değiştiriyor(d)um ama bu romantik filmlerde öyle bir kaygım yok tabii. Hem pek sevmez, hem de vakit bulamaz, film seyretmeye vakit bulsa bile bunlara sıra gelmez. Sandra Bullock'u da pek sever diye aklımdan geçti ama bencillik bulaşıcı...
Haftasonu Nemo babasında, üstelik Cuma'dan gidecek. Cumartesi akşamı bir yılsonu partisine gideceğiz; Shrek'in muhasecilerinin ofis partisi. Bahaneyle evlilik yıldönümünü de eğlenerek geçirmiş oluruz belki. Cumartesi gündüz ne yapsam acaba?
1 yorum:
Yaşasın hafif filmler, romantik komediler!
Tadını çıkar Doryciğim.
:))
Yorum Gönder