Perşembeden bu yana bir vukuat yok. Haftasonu Shrek bir kongre için şehirdışındaydı. Cumartesi günümü sürpriz yapıp üç günlüğüne Fransa'dan gelen ablamla geçirdim. Pazar sabahı da erkenden havaalanına bıraktım, bahaneyle de 12 Martta bir haftalığına ablamın yanına Fransa'ya gitmek üzere mil puanlarımla ayırttığım biletimi aldım. Mammut bir tek Cumartesi günü telefon etti. Nemo'yu böyle aklıma estikçe gördüğüm için çocuğun ders düzeni, uyku düzeni bozuluyormuş (Buraya kadar iyi, sonra sapıtıyor). Geçen sene (yerini bilmediğim için) görüşmüyorken çok daha iyiymiş. Bana evini açmış, ağırlamış (Erdek'teki evde Nemo'yu görmeye gitmemi kastediyor) ama ben davaları geri çekmeyip işyerine polis gönderdiğim için (karakoldan mahkeme davetiyesi gitti herhalde) önce özür dileyecekmişim, sonra davaları çekecekmişim, sonra orta yolda buluşabilirmişiz. Öyle hapse girme korkusuyla çocuğu için doğru bildiğini yapmaktan cayacak adam değilmiş. (Doğru bildiği, annesinden ayrı olsun da ne olursa olsun.)
Ay neyse, artık konuyu değiştireyim, "hayat devam ediyor" yazılarından birine dönsün bu.
Eve gelirken aşağıdaki marketten bir demet pazı aldım. Yaprakları zeytinyağlı pazı yemeğine, sapları Tijen İnaltong'un Mevsimlerle Gelen Lezzetler kitabındaki pazı çorbasına dönüştü. İnce kıyılmış pazı sapları, yarım su bardağı bir taşım kaynatılıp süzülmüş yeşil mercimek, yarım su bardağı kırmızı mercimeği iyice yumuşayana kadar kaynattım. Evde patates olmadığı için sadece havuç rendesi koydum, bir de tavuk suyu vardı buzdolabında, tarifte olmamasına rağmen o da girdi içine. Pazı sapları yumuşadıktan sonra bir limon suyu ve tuz ekleyip biraz daha kaynatılıyor. Yine tarife göre, sarmısak, nane ve kimyonu yağda kızdırıp üstüne gezdirmek gerekiyordu, ben içine kimyon koydum sadece, tavuk suyunun yağı yeter dedim. Doğru demişim, pek lezzetli ve pek hafif oldu.
Bugünlük bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder