Nemo okul zamanı en geç 23'te yatma kuralına uyuyor. Aslında 22'de yatağa gidip kitap okuyacak, 23'te ışık kapanacak diye konuşmuştuk ama o zaten hemen hemen evdeki bütün zamanını yatakta, ama kucağında bilgisayarla geçirdiği için yatağa gitme olayı pek benim tasarladığım anlama gelmiyor. Sabah da 7'de kalkıp kahvaltı, 7.45'te evden çıkış, 8'de okul... plan buydu. Ama benim oğlum cep telefonunun alarmını sabah 6'ya kurup, ben uyanmayayım diye sessiz ve titreşimde tabii, kalkıp ya yine bilgisayarında film seyrediyor, ya da yazmaya başladığı hikayesine devam ediyor. Bir web sitesi bulmuş, orada yayınlayacakmış...
Tam hikayeyi bitirdi, 6 bölüm birden, siteye yükleyemediğini fark etti. Ben de "dur sana bir blog açalım, orada yayınlarsın, hem seni google'dan bulurlar, okurların olur, yorum bırakırlar" dedim. "Tamam, ama negatif yorumlar da bırakabilirler, biliyorsun ben alınırım o zaman" dedi. Ben de "olsun, onlara aldırmamayı da öğrenmiş olursun" dedim.
Dün akşam açtık, birinci bölümü ben yayınladım, sonrakileri kendi başına yaptı. Daha fotoğraf koymayı göstermedim, birazdan...
Baktım bugün Süzmebal'ı aramış, "bir kişi bile kaydolmamış" diye şikayet ediyor, dedim burada duyurayım, gören, Nemo'yu sevindirmek isteyen, onun bloguna izleyici olan olur belki.
Okursanız da noktalama işaret, imla filan aramayacaksınız ama, ona göre. Ayrı de'leri bitişik görünce normalde tüylerim diken diken olur, ama insanın kendi yavrusu olunca akan sular duruyor...
Küfürleri, Nazi hayranlığını ayıplamak da yok... Hepsi geçecek.
http://www.eniyihikayeler.blogspot.com/
Tam hikayeyi bitirdi, 6 bölüm birden, siteye yükleyemediğini fark etti. Ben de "dur sana bir blog açalım, orada yayınlarsın, hem seni google'dan bulurlar, okurların olur, yorum bırakırlar" dedim. "Tamam, ama negatif yorumlar da bırakabilirler, biliyorsun ben alınırım o zaman" dedi. Ben de "olsun, onlara aldırmamayı da öğrenmiş olursun" dedim.
Dün akşam açtık, birinci bölümü ben yayınladım, sonrakileri kendi başına yaptı. Daha fotoğraf koymayı göstermedim, birazdan...
Baktım bugün Süzmebal'ı aramış, "bir kişi bile kaydolmamış" diye şikayet ediyor, dedim burada duyurayım, gören, Nemo'yu sevindirmek isteyen, onun bloguna izleyici olan olur belki.
Okursanız da noktalama işaret, imla filan aramayacaksınız ama, ona göre. Ayrı de'leri bitişik görünce normalde tüylerim diken diken olur, ama insanın kendi yavrusu olunca akan sular duruyor...
Küfürleri, Nazi hayranlığını ayıplamak da yok... Hepsi geçecek.
http://www.eniyihikayeler.blogspot.com/
7 yorum:
Nemo'nun hikayelerinin 1.bölümüne yorum bıraktım.
Sevgilerimle,
Gül Göktuna
Sizi sürekli okumama rağmen hiç yorum bırakmamıştım ama Nemo'ya artık hep yorum bırakılacak :))
Nemo'ya bıraktığım yorum silinmiş mi?
Gül Göktuna
Anlamadım nasıl oldu ama ben yorumunu hiç görmedim. Bir daha bırakır mısın?
Bir de, Nemo benim ondan Nemo diye bahsettiğimi bilmiyor tabii. Ona öyle hitab edilmezse iyi olur.
Bırakılan Almanca yorumda ne dendiğini ben çevirdim ona; beraber düşündük ne yazsak diye ve sonunda ben yazdım tabii. Alman marşları koydu diye ne yazıldığını anlayacak kadar Almanca biliyor sanmayın; o zamanında Star Wars müziklerini sevdiği gibi şimdi de bunları seviyor. Gerçekliğini algılayarak değil, oyun gibi...
Sevgili Dory,
Nemo'nun sitesine ben de baktım. Anne kalbi tabii insanın canı ve evet dediğiniz gibi muhakkak geçecek. Yine de çok kültürlülük üzerine evde bir ortam sağlansa, hafta sonu gezilerinde İstanbul'un bu çok kültürlü kısımları da dahil edilse. Okuduğu kadarı ile adaya gidiyorsunuz arada, buradaki dokuyu anlatsanız. Geçecek elbette ama destekle daha çabuk geçer.
Lütfen, sizi üzmek için yazmadım, sevgiler,
Esra
Merhaba Dory, coktandir birsey yayinlamadiniz. Umarim hersey yolundadir. Iyi seneler.
takibe aldık bile nemocuğu :)
Yorum Gönder