Velayet kararı Yargıtay’da onaylandı.
Pek şüphem olmadığı için çok heyecanlı bir haber değil ama yine de bu ülkede belli mi olur, hep bir pay bırakıyordum da, nasıl olsa Nemo benim yanımda, bir şey olup karar bozulsa da dosya döner, yine açılır, iş uzasa da kimse kolay kolay çocuğun yerini değiştiremez diye rahattım. Yine de güzel haber. Bitti artık.
Karar açıklanmadan bir gün önce, geçen Perşembe, yaz tatili için bir ay babasıyla kalma süresi başladı. Sanki şurada 10 gün önce Yargıtay’da hakkımda en olmadık şeyleri anlatan adam o değil; gayet normal bir tavırla arayıp yanına bir rüzgarlık vermemi söyledi. Gelince anladım nedenini, meğer motorsikletle gelmiş Nemo’yu almaya. Yanında yedek kask da getirmiş. Bununla mı gideceksiniz dedim yine de, yok, bu şehirde dolaşmak için, bununla gitmeyiz dedi. Ben Nemo’yu öpüp güzel güzel eğlenmesini diledim, sıkı tutunmasını da tembihledim tabii.
Babayla bir ay arifesinde Nemo biraz endişelendi; Mammut yeniden pedagoga götüreceğini, mahkemeyi kazanacağını, onu alacağını söylediği için geri dönememe telaşı duyuyor tabii. Bunların olamayacağını, kimseden korkmamasını, sadece gerçekten kendi istediği şeyleri söylemesini telkin ettim. Cep telefonumu ezberlediğine emin oldum. Artık büyüdün, başın sıkışırsa beni ararsın, adresi biliyorsun, istersen kalkıp gelirsin bile, kimse seni durduramaz dedim.
Artık büyüdü ama bazı davranışları da öyle çocukça ki… Geçenlerde Shrek söyledi, çocuklar anneden ayrıldığında yaşadıkları travma yüzünden o yaşta takılır kalırlarmış. Elbette akıl olarak ilerliyor ama Nemo’nun bazı duyguları, davranışları 5 yaşında kalmış olabilir mi acaba diye düşününce tüm o biraz farklı halleri yerine oturuverdi. Sözünü hiç sakınmaması, biraz uygunsuz bir lafı karşısındakinin tepkisini hesaplamadan söyleyivermesi, bazı şakaları ayırt edememesi, susadıysa garsondan istemek yerine kalkıp buzdolabından meşrubatını alıvermesi, hala çocuk filmlerini sevmesi, yetişkin filminde sıkılması, sıkıldığı filmden yarıda çıkıp dışarıda beklemeyi tercih etmesi, 5 yaşındaki uyku oyuncağı ördeğini hala yanında istemesi, kendinden küçük çocuklarla daha kolay arkadaş olması, kalabalık grup oyunlarına pek katılmaması gibi… Hiçbiri dünyanın sonu değil, sadece onun sosyal uyumunu zorlaştıran, çevresindeki çoğunluğun onu biraz tuhaf görmesine neden olan şeyler olabilir. Artık benim yanımda olduğuna göre duygusal gelişimine devam edecektir belki. Belki biraz geriden gelip yakalayacaktır hatta.
Süzmebal da bu ay yok; dedesiyle kampa gidiyor. Çocuksuz Temmuz. Benim işlerim çok yoğun, tam bütçe dönemi; Shrek de muayenehanesini bırakıp bir yere gitmek istemediği için baş başa tatil planı yok. Evde yapılacak tadilat işlerinin tam zamanı, ama ona ayıracak bütçe yok. Zaten binanın dışı mantolanıyor; klimaları söktüler, sıcaklarda evde oturmak zor. Bugün (Cumartesi) sabahtan beri matkapla delikler açıp izolasyon plakalarının montajını yapıyorlar. Ben de önce pazar alışverişi, sonra kurutemizlemeciye, tadilatçı terziye uğrama işlerini yaptım, şimdi de sitenin kafeteryasında oturdum, bunları yazıyorum.
İTÜ’de yetişkin yüzme kursu açıldığının duyurusu geldi geçenlerde. Ben geçen sene çok kovaladıydım; ha açıldı ha açılacak derken bir türlü açılmadıydı. Geçen Perşembe başladım. İlk ders havuz kenarında ayak çırpma ve nefes alıp verme. Hocamız benim iyi yaptığımı söyleyip yüzme tahtasıyla ayak çırparak gitmeyi gösterdi. Onu da düzgün yapınca tek başıma gidip gelebileceğimi söyledi. Her sporun başında çok iyiyimdir zaten, sonra bir yerde takılırım, çünkü o noktadan sonra sabırla, ısrarla çalışmak gerekiyordur. Ben başlangıç aşamalarını akıl ve doğal yetenekle hızlı geçip orada kalıyorum. Bu sefer öyle olmayacak! Nasıl yorulduğumu da anlatamam! Havuzun (üstelik küçük havuzun) yarısını gidince nefes nefese kalıyorum. Akşam evde bacak kaslarım seyiriyordu. Ertesi gün (ve şimdi) ise üst sırt ve boyun kaslarım, arka kol kaslarım deli gibi ağrıyor. Haftada 2 olarak kayıt yaptırdım ama galiba haftada üçe çevireceğim. Bu yüzme dersleri arasında yürüyüş yapacak halim bile kalmadığına göre en faydalı sıklık olan haftada üçle hızlı yol alayım bari. Yoksa her ders sonrası kaslarım ağrıyacak anlaşılan…
Saat de 19 oldu; evdeki matkap işi bitmiştir artık. Ben gidip akşam yemeğini hazırlayayım…
Pek şüphem olmadığı için çok heyecanlı bir haber değil ama yine de bu ülkede belli mi olur, hep bir pay bırakıyordum da, nasıl olsa Nemo benim yanımda, bir şey olup karar bozulsa da dosya döner, yine açılır, iş uzasa da kimse kolay kolay çocuğun yerini değiştiremez diye rahattım. Yine de güzel haber. Bitti artık.
Karar açıklanmadan bir gün önce, geçen Perşembe, yaz tatili için bir ay babasıyla kalma süresi başladı. Sanki şurada 10 gün önce Yargıtay’da hakkımda en olmadık şeyleri anlatan adam o değil; gayet normal bir tavırla arayıp yanına bir rüzgarlık vermemi söyledi. Gelince anladım nedenini, meğer motorsikletle gelmiş Nemo’yu almaya. Yanında yedek kask da getirmiş. Bununla mı gideceksiniz dedim yine de, yok, bu şehirde dolaşmak için, bununla gitmeyiz dedi. Ben Nemo’yu öpüp güzel güzel eğlenmesini diledim, sıkı tutunmasını da tembihledim tabii.
Babayla bir ay arifesinde Nemo biraz endişelendi; Mammut yeniden pedagoga götüreceğini, mahkemeyi kazanacağını, onu alacağını söylediği için geri dönememe telaşı duyuyor tabii. Bunların olamayacağını, kimseden korkmamasını, sadece gerçekten kendi istediği şeyleri söylemesini telkin ettim. Cep telefonumu ezberlediğine emin oldum. Artık büyüdün, başın sıkışırsa beni ararsın, adresi biliyorsun, istersen kalkıp gelirsin bile, kimse seni durduramaz dedim.
Artık büyüdü ama bazı davranışları da öyle çocukça ki… Geçenlerde Shrek söyledi, çocuklar anneden ayrıldığında yaşadıkları travma yüzünden o yaşta takılır kalırlarmış. Elbette akıl olarak ilerliyor ama Nemo’nun bazı duyguları, davranışları 5 yaşında kalmış olabilir mi acaba diye düşününce tüm o biraz farklı halleri yerine oturuverdi. Sözünü hiç sakınmaması, biraz uygunsuz bir lafı karşısındakinin tepkisini hesaplamadan söyleyivermesi, bazı şakaları ayırt edememesi, susadıysa garsondan istemek yerine kalkıp buzdolabından meşrubatını alıvermesi, hala çocuk filmlerini sevmesi, yetişkin filminde sıkılması, sıkıldığı filmden yarıda çıkıp dışarıda beklemeyi tercih etmesi, 5 yaşındaki uyku oyuncağı ördeğini hala yanında istemesi, kendinden küçük çocuklarla daha kolay arkadaş olması, kalabalık grup oyunlarına pek katılmaması gibi… Hiçbiri dünyanın sonu değil, sadece onun sosyal uyumunu zorlaştıran, çevresindeki çoğunluğun onu biraz tuhaf görmesine neden olan şeyler olabilir. Artık benim yanımda olduğuna göre duygusal gelişimine devam edecektir belki. Belki biraz geriden gelip yakalayacaktır hatta.
Süzmebal da bu ay yok; dedesiyle kampa gidiyor. Çocuksuz Temmuz. Benim işlerim çok yoğun, tam bütçe dönemi; Shrek de muayenehanesini bırakıp bir yere gitmek istemediği için baş başa tatil planı yok. Evde yapılacak tadilat işlerinin tam zamanı, ama ona ayıracak bütçe yok. Zaten binanın dışı mantolanıyor; klimaları söktüler, sıcaklarda evde oturmak zor. Bugün (Cumartesi) sabahtan beri matkapla delikler açıp izolasyon plakalarının montajını yapıyorlar. Ben de önce pazar alışverişi, sonra kurutemizlemeciye, tadilatçı terziye uğrama işlerini yaptım, şimdi de sitenin kafeteryasında oturdum, bunları yazıyorum.
İTÜ’de yetişkin yüzme kursu açıldığının duyurusu geldi geçenlerde. Ben geçen sene çok kovaladıydım; ha açıldı ha açılacak derken bir türlü açılmadıydı. Geçen Perşembe başladım. İlk ders havuz kenarında ayak çırpma ve nefes alıp verme. Hocamız benim iyi yaptığımı söyleyip yüzme tahtasıyla ayak çırparak gitmeyi gösterdi. Onu da düzgün yapınca tek başıma gidip gelebileceğimi söyledi. Her sporun başında çok iyiyimdir zaten, sonra bir yerde takılırım, çünkü o noktadan sonra sabırla, ısrarla çalışmak gerekiyordur. Ben başlangıç aşamalarını akıl ve doğal yetenekle hızlı geçip orada kalıyorum. Bu sefer öyle olmayacak! Nasıl yorulduğumu da anlatamam! Havuzun (üstelik küçük havuzun) yarısını gidince nefes nefese kalıyorum. Akşam evde bacak kaslarım seyiriyordu. Ertesi gün (ve şimdi) ise üst sırt ve boyun kaslarım, arka kol kaslarım deli gibi ağrıyor. Haftada 2 olarak kayıt yaptırdım ama galiba haftada üçe çevireceğim. Bu yüzme dersleri arasında yürüyüş yapacak halim bile kalmadığına göre en faydalı sıklık olan haftada üçle hızlı yol alayım bari. Yoksa her ders sonrası kaslarım ağrıyacak anlaşılan…
Saat de 19 oldu; evdeki matkap işi bitmiştir artık. Ben gidip akşam yemeğini hazırlayayım…
3 yorum:
Haydi gözünüz aydın olsun Dory. Pek sevindim Yargıtay'ın kararı onamasına. Bundan sonra herşey daha güzel olacak.
bende sevindim sonlandigina..5 yasinda kalmis olmasini anlaman ;bunu farketmen bence en buyuk yardim sana ve nemoya..obur turlu cok yipratiyor anne kendini ve istemeden cocugnuda..cok sevindim ohh be:)
:))))
Güzel haber :)
Yorum Gönder