5.12.09

Nemo Yeni Okulunda

Bayramı kazasız belasız atlattıktan sonra sıra geldi okul faslına. Nemo bir heyecanlandı ki sormayın. Salı öğlen eve gidip onu aldım, beraber okula gittik, seviye sınavına aldılar. Başlangıçta kilitlenmiş, sonra yavaş yavaş açılmış. Rehber öğretmen onunla konuştuktan sonra benimle de konuştu. İlk olarak "Nasıl bir çocuktur?" diye sorunca "önce neler yaşadığını anlatmam lazım, ancak o zaman doğru değerlendirebilirsiniz" deyip herşeyi anlatıverdim. Nemo ancak 1,5 saat sonra geri geldi. Onunla ilgilenen öğretmen de başta çok heyecanlı olduğu için yavaş gittiğini ama sonra hızlandığını söyledi. Sonucu ertesi gün bildireceklermiş.

Allahtan ertesi gün sabahtan müdür yardımcısı telefon edip kabul edildiğini haber verdi de rahatladık. Ben hemen peşinatı havale yaptım, telefonla formasını ısmarladım, araç gereçlerini aldım, spor kıyafetlerini birine aldırdım, kitaplarını ısmarladım; forması gelene kadar giysin diye benzer başka birşeyler aldım, ılık havalarda hırka üstüne giysin diye bir anorak yelek, daha serin günler için ince bir kaban vs. Hemen hemen hepsi küçük geldi, teker teker değiştiriyorum şimdi:) Bu arada bende de bir heyecan bir heyecan, sanki oğlum 1. sınıfa başlıyor, ilk kez okulu olacak! Yaşamadık ki bunları, şimdi gecinden de olsa telafi ediyoruz...

Perşembe sabahı ben okula götürdüm; Nemo sınıfına, öğretmenine teslim ettim, ben de kayıt işlemlerini tamamladım. Sınıf öğretmeni ertesi gün 11'de çağırdı. Servisini de ayarladım, hatta o akşam servisle geldi eve. Ben de önce okulun kapısında, sonra yolda sürekli peşlerinde tabii. Şöförü arayıp sınıfından aldırdım, geldi mi diye tekrar aradım, adam beni kesin paranoyak annelerden sandı. Sonra konuşup durumu anlattım; "merak etmeyin, başka böyle çocuklar da oluyor, biz alışığız" dedi adam.

Bizim apartman görevlisinin eşi artık hergün öğleden sonraları gelip hem evin işlerini yapacak, hem de Nemo'ya kapıyı açacak, açsa kahvaltı verecek, ben gelince gidecek. Çarşamba akşamı bize geldiler, hem konuşup anlaştık, hem Nemo'yla tanıştırdım. Nemo epey surat astı. Muhtemelen her akşamüstü anneannesini göreceğini düşünmüştü. Perşembe eve gelip de kadın kapıyı açınca yüzü gülüyormuş ama. Hatta 5 dksonra ben geldiğimde Emine'den yumurta yapmasını istemiş, formasını çıkarıp pijamalarını giymiş, odasında oyuna başlamak üzereydi. Sınıftakiler onu hemen aralarına almışlar. Keyfi çok yerinde:))

Biraz oyun oynadı, sonra ödevini yaptı, sonra film seyrettik, satranç oynadık, 10'da "yatma vakti" dediğimde birlikte dişlerimizi fırçaladık, yatakta birkaç sayfa kitap okuyup ışığını söndürdü.

Cuma da benzer şekilde geçti, ama akşam Süzmebal da Nemo'nun servisine bindi, birlikte geldiler. Hemen hemen o zamandan beri de birlikte oynuyorlar. Ben bir ara Nemo'yu oyundan kaldırıp ödeve oturttum; Shrek Süzmebal'ı ödev yapmaya ikna edemedi. Hoş pek de uğraşmadı...

Cuma günü Mammut arayıp akşam okuldan alayım dedi, ben hayır deyince de hemen ses yükseldi. İş yerinde bağrınmamak için kapattım. Bu sabah yine aradı; yola gelmiş, sitenin güvenliğinden mi, yoksa annenden mi alayım diyor. Aslında gelip güvenlikten alsa, muhtemelen pazar akşamı da getirecek, sorun olmayacak diye düşünüyorum ama bu kez Nemo gitmek istemediğini söyledi. Ben çocuğu gitmeye zorlamayacağımı, o isterse geleceğini söyleyince Mammut tabii bana kızdı, kararı çocuğabırakamazsın, teşvik etmelisin, Erdek'teyken de orada kalmak istiyordu ama biz gitsin diye ikna ediyorduk (kuyruklu yalan!), Nemo akıllı bir çocuk olduğu için ikimizi de idare ediyor, sana şirin görünmek için öyle diyor vs vs. Benim sana gelsin veya gelmesin diye bir etkim yok, kendi istemiyor, biraz zaman tanı, elbet isteyecektir, zorlayıp kendinden soğutma filan dedim; tabii ikna olmadı, ben o zaman başka zaman, başka yerde, istemeyeceğin adamlarla karşına çıkarım filan gibi tehditler savurdu. Ben de "her yapılanın bir sonucu vardır" deyip kapattım. Oysa Nemo haftabaşında "haftasonu için şöyle yaparız, böyle yaparız" gibi laflar ettiğinde ben "ama baban alacak bu haftasonu" da dedim; ama suratı asılıp gitmek istemediğini söylediğinde de gitmek zorunda olmadığını, ama babası icra ve pedagogla gelirse pedagoga da aynı şeyi söylemesi gerektiğini, orada cayarsa beni zor durumda bırakacağını söyledim. Sonuçta dün akşam "babanla konuşmak ister misin? ona bu haftasonu evde kalmak istediğini söyle istersen" dediğimde cevabı "pedagoga söylerim" oldu. Mammut da "çocuğun psikolojisini bahane etme" diyor. Cuma günü telefonda da bana "Nemo şimdilik çok iyi ama elbet bir zaman psikolojisi bozulacak, bakalım ne zaman?" dedi, ama tabii onun gözünde ayrıldığım için herşey benim suçum.

* * * * *

Bu satırları geçen hafta yazmıştım. Bir şeyler daha ekleyip öyle yayınlayacaktım sözde; bir hafta geçivermiş. Ne ekleyeceğimi hatırlamıyorum bile...

Geçen pazar ilk veli toplantısına katıldım. Önce herkez çocuğunun sınıfında çocuğunun masasına oturup yarım saat kadar sınıf öğretmeninin genel bilgilendirmesini dinledi; sonra dağılıp branş öğretmenlerinin sıralarına girdi. Ben sınıf öğretmeniyle daha yeni konuştuğum için İngilizce hocasının sırasına girdim, belim koptu ayakta durmaktan. Millet karı-koca gelmiş, sıralara dağılmış, organize şekilde görüşüyordu. Hatta anne-babalarına yer tutan kız çocukları vardı. Kızlar o yaştan sorumluluk üstlenmeye başlamışlar, hayata hazırlanıyorlar.

Sakin ama yoğun bir haftaydı. Pazartesi ve Salı matematik ödevini ancak birlikte yapabilip, 4 saatte bitiremeyince Çarşamba günü Nemo matematik dersi almaya başladı. Perşembe Matematik sınavı vardı. Nasıl geçti dediğimde iyi diyor ama sonuçları daha almadı. İngilizcesi de çok zayıf, ama bir de onun dersini aldırmam mümkün değil, ben ödevlerine yardım ederken daha geniş alıyorum konuyu. Yeni konuyu anlayıp öğreniyor ama temeli zayıf olunca ve bu kadar az kelime bilince soruyu anlamak bile zor. Nasıl toparlayacağız bakalım...

Öğleden sonraları gelen Emine ufaktan işlere alıştı ama daha önce hiç çalışmadığı belli, mutfağı toplayınca başka şeye vakti kalmıyor; bir sepet çamaşırın yarısını üç günde ütüledi, haftasonu yine tepesine kadar doldu. Bu gidişle asla sıfırlayamayacak... Hal böyleyken ben ondan yemeğe destek olmasını da bekleyemem, iş başa düştü. Rotayı da anne yemeklerine döndürdüm. Salçalı patatesli köfte, ıspanaklı börek, kabak dolması, ya akşamüstü, ya yatmadan önce meyva tabağı; okula gitmeden kahvaltı da ediyor Nemo, çikolatalı müsli, fıstık ezmeli kızarmış ekmek veya bıldırcın yumurtası istiyor. Öğlen yemeklerinde de genelde karbonhidratlı şeyler yediği için akşam yemeklerinde sebze ve et yedirmeye çalışıyorum. Bugün öğlen tam buğday unlu fırında müjver yaptım; Shrek beğenmedi, oğluşla ben yedik:)

Hem çalışıp, hem çocuk büyütüp ailesine bakan bütün annelere saygılar...

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Böyle keyifli geçen günleri okumak ne güzel... arzu

Adsız dedi ki...

eee noldu gitmedi mi peki ?

pedegog geldi mi ? söyledi mi?

bunlara takıldım.. bunun dışında masalah tütütüt

nur

kurşunkalem dedi ki...

Birgün sayfanızda bu öyküleri okuyacağımı biliyordum..Allah nazardan saklasın...

Adsız dedi ki...

Bizden de sana daha çok sevgiler

Ülker

Adsız dedi ki...

Tüm bunları, bu tatlı heyecan ve sorunları okumak çok mutluluk verici.Sevgiler.
Meltem

Adsız dedi ki...

Yargı sistemimiz geçte olsa işliyormuş.bu yazıları okuduğuma ben inanamıyorum.siz herhalde rüyada gibisinizdir. daha güzel günlere ayşe

dory dedi ki...

yok, o konuşmadan sonra babası gelmedi, henüz başka bir ses de çıkmadı. haydi hayırlısı...

Delfina ; dedi ki...

Rüyamız gerçeğe döndü,Nemo'nun gülen yüzü tüm sıkıntılı bekleyişimizi unutturdu.Büyük geçmiş olsun Dorycim,çok hem de...

Alphecca dedi ki...

Aramıza hoşgeldin Dory :)

cenebaz dedi ki...

Çok şükür, bugünleri de gördünüz. Allah bi daha ayırmasın. Mutlu, sağlıklı birlikte uzun yıllar geçirirsiniz inşallah.

otomatikkepce dedi ki...

Gözünüz aydın. Allah ayırmasın. Doğru mu anladım oğlan artık sizde geri dönmeyecek. Kelimesi kelimesine okumayınca olmayacak:)
Hülya

enne dedi ki...

2009 yılını bu mutlulukla kapatmak ne iyi gelecek size! Okumak da bana çok iyi geliyor, iyilerin kazandığının ispatısın çünkü.

Butterfly dedi ki...

Nemonun yüzünden belli nasıl da mutlu, herşey yolunda gidecek, gücün, inancın, mücadelen bana da umut veriyor Dory.

Adsız dedi ki...

Sevgili Dory, artik hergun ne pisirecegim, odevler vs ne guzel telaslar. Tum dertleriniz bunlardan ibaret olur insallah. Bilirim hem calisip hem evle hem cocukla ilgilenmek nasil zor... Hadi artik buyudu oglan da kendi isteklerini dile getirebiliyor. 2010 yilinda herseyin daha da guzel olmasini dilerim. Sevgiler, ABD'den Meltem

Adsız dedi ki...

Gozunuzaydin. Uzun zamandir bakmamisim blogunuza, cok coook sevindim, hep mutlu olun

mavi dedi ki...

Bunca yıldan sonra içim pır pır ede ede okudum. Ha şimdi Mammut çıkacak bi yerden zehirli elmayı vericek Nemoya diye. Ama yine de bu yazıları okumak harika yaaa. Yaşaması daha bir ayrı güzel olsa gerek.
Haftalık yemek planını kafadan yaptım mı pazardan sanki pişmişde yiyecekmişim gibi gelir bana hep.

pommeler dedi ki...

o kadar sevindim ki okuduklarıma
bunca zamandan sonra nihayet her sey güzel
umarım hepde boyle devam eder

Aslı Budak dedi ki...

oley oley ne guzel

Hulya dedi ki...

sonra?

Hulya dedi ki...

bunca zama sabirla bekledik nemoyu; ama artik hep hep yazma zamani degilmi doryy?