18.10.05

Beyoglu'nda Aksam

Pazar gununu sabahtan aksama kadar, sadece yemek (o da hazirlamak degil, sadece yemek) ve diger zorunlu ihtiyaclar disinda orgu orerek gecirdikten sonra canim aksam gidip yine eve kapanmak istemedi. Bu arada kollarini yapip yapmayacagima karar veremedigim icin yelek mi, mont mu olacagi belli olmayan seyin sol on parcasi da bitti. Beline erkek cocuk isi sus aramak icin is cikisi Sule'yle Kasimpasa'ya gittim, onlarin eski evinin altindaki tuhafiyecide ne ararsan varmis. Sonucta dort adet kucuk yelkenli gemi, yelek/montun renginde iplik ve gelecek kanevice projelerim icin bir kasnak aldim. Annem de gunduz beni arayip, yelek/montun onune fermuar ve birkac aplike desen aldigini soylemisti. Ailecek seferber olduk yani...
Kasimpasa'dan Tepebasi'na cikip park ettim ve 19.30'da yegenim ve erkek arkadasi ile bulusana kadar biraz da Beyoglu'nda bakindim. O kadar seyrek gidiyorum ki o taraflara (aslinda her tarafa, ev-is disinda bir yere gittigim yok) yabanci turistler bile benden daha az heyecanli gozukuyorlardi. Aznavur Pasaji'na, ondan az onceki, adini hatirlamadigim, ortasi cay bahcesine cikan pasaja girdim; capali bir denizci aplike desen ve zikzak makas aldim. Annemin aldiklarini da sayarsak yarim duzine cocuk giysisine yetecek aplike desenimiz var artik.
Biraz da Galatasaray'daki YKB Yayinlarinda kitap karistirdiktan sonra yegenim ve erkek arkadasiyla bulusup, Cicek Pasaji'nin karsisindaki hanin ikinci katinda bulunan bir restorana gittik. Yegenim gazetede orayi tanitan bir yazi okumus, denemek istiyormus. Ben dunden razi... Oymalar ve resimlerle suslu tavani, gulkurusu boyali duvarlari, Beyoglu'na bakan yuksek pencereleriyle gercekten de cok hos. Adini hatirlamamam da cok komik! Anlayacaginiz, benim pek ramazanla alakam yok. Belki ramazani eglenceli hale getiren genis bir ailem olmadigi icindir. Neyse, sonucta bol sohbetli bir aksam yemegi keyfi yaptim; bilgisayar muhendislerinin is alanlarindan, homeopatiden konustuk. Eve donup uyumam 24.00'u buldu. Sabah cok zor kalktim. Yedi saat uykunun niye yetmedigini anlamiyorum.

Hiç yorum yok: